ANAFOR
Kimse anlamaz halim,kimse bilmez hayalim
Öylesine derttir bu felaketler büyütür
Ne bakar kimse gözüm,ne tutar kimse elim
Baharlar olur feryat,emellerim üşütür
Türküler yaman söyler,işlemez olur telim
Sarhoşluk gezer gezer,sokağımda kıvranır
Meyhaneler süzülür sarhoş bakışlarımda
Bu zulüm bitmez azar,hayallerim bulanır
Izdırabım delirir nefsi yakışlarımda
Derdim dertler doğurur yeni dertler aranır
Tasavvuf diyarından nice Hallac çağırır
Dursun diye beklerim içimdeki bu sancı
Bir nebze olsun dinmez,sürekli ruhum ağrır
Sanki bedenim hayal,sanki çocuğum acı
Belki gönlümde ney yok,belki duygular sağır
Korku gecelerinde siyah kelebek uçar
Bir yasak korku salar solgun kelimelere
Deniz ıssız,gül solgun,bulutlar derman saçar
Mahvolan dakikalar sığar mı hecelere
Şarkılar hüzzam çalar,türküler ağıt açar
Örümcek ağlarında esirdir düşünceler
Zenciler şarap sunar,zangoçlar çanlar çalar
Tükenişe mana çok,tutulmuş tüm köşeler
Senaryoda buhran var,delirir piyanolar
Gün geçip an donuyor,artıyor mesafeler
Sussun bütün gerçekler,vakitler ağır aksın
Bir ikinci ben vardır,kendi benim içinde
Nedir bu bitmez çile,gelsin bir tabip baksın
Tabip anlamaz halim,zehir başka biçimde
Çağırın Azrail’i,ölüm mumumu yaksın
Nisan 2007
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...



-
Cevat Varlı
-
Cevat Varlı
-
Şükrü Gündemir
Tüm YorumlarARZIN ORTASINI MESKEN TUTTUNSA
ÜÇ ADIM ÖTEDEN SEZİLME OĞUL
BİR SÖYLEYİP İKİ KERE YUTTUNSA
MANANIN ALTINDA EZİLME OĞUL
HAKİKAT UFKUNDA AŞKIN BAĞINI
GÖRDÜN HEM ANKAYI HEM KAFDAĞINI
ŞİMDİ ELLERİNLE KESİP BAĞINI
NAMERT TESPİHİNE DİZİLME OĞUL
İRFAN OCAĞINDAN BİR ...
HEY KOCA DERYA...
20 YILLIK YOLDAN, VEGA YILDIZININ IŞIĞINI İZLEYE İZLEYE SAHİLİNE GELMİŞİM,HASRETİME BİRAZ TUZ BASMAK İÇİN..........NERDESİN.? ? ? ? C.VARLI
İrfancan Kardeşim,
Şiirlerini buradan okuyor, herkese öneriyor ve her kalabalık önünde şair İrfan Karapınar'dan bahsediyorum.(Gözün insanlık görsün)
Şükrü Gündemir