Bırakıp gitti hepsi…
Hepsi bırakıp gittiler!
Hepimiz tek başınayız artık!
Bir film seyreder gibi sessiz…
Hepimiz, tek başınayız artık!
Bütün gürültüleri kendimiz çıkarmak zorundayız…
Ben, bir taşım aslında… Ağaç olmak ruh ister.
Taşım ve bunu kabul edebilecek kadar yorgunum.
İsyan edemeyecek kadar yenilmişim.
Kalkıp gidemeyecek kadar hiçim.
Gecenin çok ötesine geçmiş saat.
Uyku yok!
Sanki hiç olmamışçasına benden uzak.
Sıkılıyorum…
SIKILIYORUM…
Ve bunu kendimden saklamıyorum asla!
Yakında savaş olacağını söylüyor birileri... Öyle iri, öyle çok görünüyorlar ki
gözüme, inanmamak mümkün değil!
Önümüz bayram diyor başkaları, düşündükçe ölümü; sevinmem mümkün değil.
Dünyanın bir yerinde çocuklar ölecek biliyorum. Birileri, dünya barışı için
Akasyalar açmıyor canım.
Ceviz ağaçları saklayamıyor bizi.
Karanlıklar üzerimizde işaret fişeği gibi.
Apaydınlık, yarı çıplak kaçamıyorum.
Olsun, bilen biliyor hasretliğimizi.
Kendi kendine sakın konuşma dediğin oldu mu hiç?
Usulca, kendi kendine…
Sakın konuşma dedin mi hiç?
“Konuşursan bitersin” diye bağırdıklarını duydun mu hiç?
İçinden… Usulca… Kendi kendine!
Kendi kendine yok olup gittin mi hiç?
Uzun ince bir yolsa aşk…
Yokuşlu inişli bir varılmazsa eğer…
Ve sen de yoksan dibinde hayatın…
Varsın, git git bitmeyi versin.
Yaramazlık yapmak isteyenlere açık çağrıdır;
Yaşınız on sekizi geçmediyse; tavsiye etmem.
Yaramazlık yapmak isteyenlere kesin çağrıdır;
Eline yüzüne bulaştıranlardan, hiç hazzetmem.
Yaramazlık yapmak isteyenler, nasılda yakalandılar,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!