Ufku gördü aralıyor
Yol kısaldı daralıyor
Zulum gören Türklük için
Ciğerini paralıyor
Bozkurt dolu can yurtları
Oğlu aşık Mustafanın
Kozayağı şen vatanın
Anısına yazdık bunu
Bunu Aziz Bayraktarın
Elde pala testeresi
Girdim bu dünyada bir imtihana
Ben maruz kaldım dostun tokatına
Gelir üstüme sanki inadına
Bir vurmayana bak birde vurana
Mevlam verir bana elem kederi
Dokuz yüz doksan bir mart yirmi sekiz
Bir ordu gelir biz Allahla tekiz
Mübarek Ramazan ağızlar oruç
Şerbetleri içtik dünyada yokuz
Tuzhurmatu,Tavuk,Tazehurmatu
Bir aşk tattım dünyalık bir kadında
Gelip geçiciymiş bitti tadında
Asla bitmeyecek bir aşk ararım
O aşkı ararım Allah adında
Koşmak istiyorum Hakkın yolunda
Aşkımın güneşi doğdun içimde
Sevdiğim gönlümü vermeye geldim
Aşkın odu düştü yanar döşümde
Senin ay yüzünü görmeye geldim
Unutmam yattığın ağaç beşiği
Kalbin küfle paslanıyor
Sırt düşmana yaslanıyor
Vatanda kör çoğaldıkça
Doğan güneş puslanıyor
Düzmeceler hile oyun
Cesaretiyle üzer düşmanlarını
Atik ve çevik hızlı sürer atını
Süratle yapar savaş manevrasını
Bu sebepten aldı Yıldırım adını
Yer Kosova yıl bin üç yüz seksen dokuz
Bin beş yüz on iki yaşı kırk iki
Babasından zorla aldı bu yükü
Saltanat davası sürmesin diye
Gardaşdan yeğenden kalmadı teki
Devlet bekasını amaç sürdürmek
Yanık çıkar ıslığı
Biz bilmeyiz küslüğü
Yeşil çimen bürünmüş
Eski yayla düzlüğü
Islık çalar mal sular
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!