bil ki gülümseyecek gök
katran kırıntısı kurşunî bir kalabalıkta
düşlerimizin gaz lambalı bozkırsallığına...
bil ki deniz kuşlarıyla birlikte söyleyeceğiz
ıraklara son şarkımızı
son sözümüz ilk kavuşmamız gibi olacak
geçilmiş yolların
aşılmış dağların ardındayız
gözyaşlarınla ısıtıyorum içimdeki en derin boşluğu
bakışlarından mahrumluğumu...
göğsünde koca ve sonsuz bir şefkat ülkesi
sarışın çırçıplak umarsız yaz geceleri biriktirdiğim
yeni dünya ağaçlarının altında ninniler damıtırken sancılarıma
sesinle hayaller kurdum beyaz kumlu denizaşırı temmuzlu
okul sıralarında renkli fasulyelerde özleminin yorgunluğu
gece nöbetleri gibi azarken yalnızlığımın iç kanamaları
saçlarının yumuşaklığıyla yaralarımı sardığımsın
kentin sisli halindeyim anne...
hadi bir daha gülerek bak acılarıma...
kısık ışıklı lambanın altında yün kazağın arkadaşlığı
camlarda yoksul bir kış akşamı kamaştırıyor anıların dişlerini
siyah geceye kader biçilmiş kadar uzun kollarıyla boğucu
is kokulu banyo günlerini görüyorum rüyalarımda
üzerine toz şeker serpilmiş yağlı ekmek
şimdi hem ben hem evler yalnız
şimdi annemin usul hıçkırığı hariç
üzerimi örtmeye yetmiyor hiçbir sıcaklık...
Kayıt Tarihi : 9.5.2011 01:05:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Kağan İşçen](https://www.antoloji.com/i/siir/2011/05/09/iraklara-son-sarki.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!