Irak' a kılıfı uyduruk demokrasi

IRAK'A KILIFI UYDURUK DEMOKRASİ

Kırmızılı sis perdesi gökyüzü semaverdi yası,
Kapıları tekmeleyen emperyalist güç savaşçısı,
Ömrünü temalarken belki de seviniyordu,
Hiç istemediği kimlik başkasında,
Burjuvanı düzeni,
Bir halkın baş kaldırışı mırıldanılması,
Büyük baş çiftliğine sömürge oluş,
Üzgünlüğü yoktur kanı akışı ve ölüme sevinci,
Kanlar oluk gibi,
Çöl toprağında pıhtılaşmış,
Emperyalistler sanırım petrolleri bu kırmızılıkta çalacak,
Üç beş kalan bina hastane,
Olacak ama...
Belki de yarın oda kalmayacak içler acısı,
Ortalık kan, kopmuş kol bacak cehennemi,
Artık ölümlere bile rahat yok her dakika üslerinde,
Kodamanın yanlışlıkla dediği akıllı bombası,
Aç olmayacak tek yaratık denilen it bile,
Bir başka çıkıyor itlerin acı acı uluması,
Gözyaşları kurudu, artık akmıyor,
Gözyaşlarımız gibi
Kurusun petrol diyen insan sesleri,
Binlerce taze fidanın kanı karışmış petrol,
Savaş artık deniz aşırı,
Tek taraflı teknolojik savaş,
Oturduğu yerden yapan,
Güçlüyüm diyen tam bir kalleş,
Kundaktaki bebeğe isabet ettirerek,
Kazanılmaz bunun adı savaş,
Vaat ettiğin rejime inanmak,
Önce kendinde var mı gör,
İşte acı gerçek var mı beleş,
Bombaların arasında,
Kucağında can çekişen yavrusu,
Cephesi yok savaşın,
Çarpışmasız acı dolu saatler,
Artık çaresizlik,
Yumruğu sıkılmış vuracak,
Meydanlarda kalleş bombanın yüzlerce kovanı,
Harabe üstüne harabe inşaat olur mu hiç,
Mutluluk ışığı, karanlıklarla olur mu ehemmiyet ışığı,
Ustaca işlenmiş gümüş harfleri,
Öbür tarafta hileli yapıtlar,
Önce acımalıyız kendimize,
O zaman batıralım iğneyi başkasına,
Ey azgın bıçak,
Suçsuz yere açtığın yaralarda paslandın,
Ana, baba ve çocukların,
Yıllarca titreyecek nefretle yürekleri,
Kulaklarda dinmeyecek bomba sesleri,
Kalabalık pazarda,
Gecenin karanlığında acı çığlıklar
Unutmaz demir parçasının nereye gittiğini,
Görmeyen gözleri,
Yüzlerce çocuktan sağlam kalacak belki de üç-beşi,
Birde kolsuz, bacaksız binlercesi,
Kısılmış sesi canlanınca kemikleşip soracaktır,
Çocuk şehit etmenin,
Şizofreni hastalığının doktorluğunu,
Durmaksızın kalbinde büyüyecek çileli çocukluk,
Olta sallayan altın avcılarının,
Kılıfı uyduruk demokrasi dersini soracak.
29.03.2003 saat; 18-21

(DEMYANLİ) İBRAHİM ÖZDEMİR