Ne zaman kendimi çaresiz, yalnız, savunmasız ve darağacında hissetsem beni hayata bağlayan mandaldın sen…
Sımsıkı tutardın ellerimi, yanında kendimi güvende hissederdim. Seninle daha çok gülerdim, daha az ağlardım. Deniz seninle mavi, orman seninle daha yeşildi. Ne zaman evin bahçesinde oyun oynasak, kumdan kaleler yapıp seni içine saklardım. Kimse seni benden almasın diye. Seni kaybetmekten korkardım.
Evin ilk göz ağrısı, ilk çocuğu olduğumdan ilkleri ben yaşadım, sonları sen… Sen benim çocukluğumun bez bebeğiydin. Ne zaman; avuç içimden minik ellerin kayıp gitse, ellerimde bir parmağım kalır sanırdım. Çocukluk aklı işte…
Dinle sevdiğim, bu ayrılık saatidir.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Devamını Oku
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.