sen;
hüzünlü hallerinde
gözlerinden çağlayan pınar
öyle hançer gibi saplanırdı yüreğime
binlerce kez lanet eder
ellerimin arasında çocuk ellerini ısıtmayı
görev edinirdim kendimce
sen;
o hep soğuk ellerinin sıcağıydım ben
bir yatağımız vardı hiç küskün girmediğimiz
bedenlerimiz vardı içiçe geçmiş, yekvücut
ve bir tutku vardı;
içimize işleyen zerreciklerinin
tenimizden buhar olup ısıttığı odamızı
yine de an geldi
imkansızlaştı tasnifi
ağzından dökülenlerin zerkettiği zehrin…
ne bu dünyanın ne de fezanın
olamazdı böylesi
öyle bir zehrederdi ki;
habercisi yeni kavgaların
acısını unutturmamacasına
damar damar dolaşır
yer bulamazdı çıkacak
sıkışıverirdi öylece
yüreğim
belli etmezdim gözlerimden
ve fakat dağlanırdı yüreğim
belki kan dökülürdü kalbimden
gözlerimdeki yaştan kime ne
sen;
gördüklerine değil hissetiklerime güven
sen;
hep sen….
.....ve ben
terkedişlerin; rutiniydi feryadımın
ya güvensizliğin...
sebebi sürtüşmelerin
ve gözlerin; seni sevmemin
yegane nedeni…
sen…
izledim seni
beni sevmeni
o kocaman yüreğin
ve minicik avuçlarınla kavrayışını beni
defalarca, milyonlarca kez
her gün ağarışında
sabahları günaydın deyişinde seni izledim
hissettim
dudaklarından kulağıma nüfuz eden
sıcaklığını
sen;
belki esen rüzgarların etkisi
ya da fizyolojin gereği
bir “ipek” şal gibi atılıverdin ve fakat saramadan
kayıverdin boynumdan
Kayıt Tarihi : 26.1.2011 16:46:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Kutluyorum sayın Yorgo Demir.., yüreğinize sağlık ...
TÜM YORUMLAR (2)