‘Ruhuma iki misafir ağırladım…üç kişi olduk! ve biz üç kişi
Bizim için değerlerin yetmediği bir dünyadan,çekilmeden ve çekinmeden
Böyle haykırdık gönül bahçemizin yerini sevenlere,
Utanmadan ve sıkılmadan şöyle seslendik çiçeklerin en güzel adını almış sevgiliye..’
Karanfil kokulu yarim!
Özrü yürek dinleten
Kemençe dilli sesini özledim..
Gülüş ki öyle refahı geniş..
İlla aşk
İlla aş…
Çünkü seni her görüşümde,
Gülmelerimi hatırlıyorum-
… ve kahkahalar arasında sıkışan sancımı…
Ve daha yenidir öğrenmem;
Bir şarkı vardı; çekçe’ymiş!
SENİN ZULMÜN
Buğulu bir camın mekanına kurdum ruhumu bu gece,
Her gece olduğu gibi…
Eski şarkılar vardı;
Hani seni, beni anlatan nağmeleri,
Bugün susmak istiyorum hiç kimseyi üzmeden…
Belli etmeden gitmek,
Sessizce…
Sonra kaybolmak şairi hatırlanmamış şiirlerde…
Sağır olmak ne güzel olurdu ilk defa bende;
SARILACAĞIM HUZUR BELLİ
ben seni hangi renge getirsem güzelsin bakabildiğimce,..
ister solgun bir akşam rengi,
ister sabah sekiz olunca buğdayları coşturan ten rengi..
sabahını göreceğim pencerenden;
Karagözlüm
An be an düşünüyorum; .karagözlerinden nasıl kurtulacağım.?
Sen ve yalnızlığım,
Yalvarışım!
Vazgeçsem her şeyden,
GECE İÇİMİZDE
Gecelerin gizli bir dostu var bilmezsiniz!
Hatta bir değil,
Birkaç dostu…
Birincisi yalnızlık,
İKİ GÜNLÜK EVİMİZ
Yine kalabalıktık bu evimizde,
Hacı, hoca,
Gırgır-şamata!
Evin gizemi her ne ise;
YAŞADIKÇA BÜYÜYEN, BÜYÜDÜKÇE KÜÇÜLEN
Cümlesin sen,sıfatı olmayan,
Belki de bir tek paragraf,
Zamirleri bağlanmayan…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!