DUY BENİ İSTANBUL…
Ne konuşabiliyorum, ne de gözlerimle susabiliyorum…
Yalnız ve sessiz sokakların sahibi gibi sus-pus oturmuş,
İçimde; iki parçalık parçalanmış duyguların da bekçiliğini yapıyorum…
Korkular mı sarmış aşkları diz boyu?
Defalarca
sesini duymak bıktırmaz beni,
Sesinin her tonu bir tohum ekiyor yüreğime…
İlkbahar nasıl bekliyorsa yazını,
Ya da sonbahar nasıl yetişiyorsa kışına...
Rüzgar…hep aynı rüzgar,
Terk etti ruhum beni,
Terk etti; derisi sağlam aşk!
Çıngıraklarını sallarken meşkimin bahçesi,
Sürünen düşlerimin gözüyle;
yazık ki var edemiyorum o mis kokan tenini...
Terk etti avuçlarımdaki ter beni!
Var bir şeyin eksikliği…
Çekilmez olan bir eksiklik var… Hemen yanımda!
Balıkçılar bile mavi kentlerine vardı varacaklar…
Başımın üstünde birbirine karışmış kavak ağaçları,
Sana seslensem; Duyurmayacaklar!
Duyurmayacaklar sana,
BİR DEMET PAPATYA İÇİN
Yolları savur gönlüne bu gece!
Ne bir taş tanı,
Ne de yol kenarına engel çizmiş dağları…
Bugün tam 6 sene oldu,
Bilmem kaç gün,
Bilmem kaç saattir yoksun..
Ağlamak geldi içimden,
Hani beni yemeğe davet ettiğin dakikalar indi gözüme…
Çünkü seni her görüşümde,
Gülmelerimi hatırlıyorum-
… ve kahkahalar arasında sıkışan sancımı…
Ve daha yenidir öğrenmem;
Bir şarkı vardı; çekçe’ymiş!
DENİZ GÖZLÜM
Ben sana yıllar önce vuruldum deniz gözlüm…
Ruhum,
Nefesim,
Sevdalı başım gitti bir kere peşinden…
Dost çok gördüm ben…
Hep böyle güzel başladı…
Sonra albümüme bakınca anladım dost yanında durmayandı..
Zaman geçince anladım hep daha neler neler…
Yetinmeyi öğrendim fark etmeden…
Sonra belki aşk olur dedim,
Dağlar perişan oldu yüzünü görmeyeli…
Yeşiller sarı oldu,
Irmaklar da kurudu kuruyacak…
Çıksam bir yamaca,
Daha yukarı;
Seni görebileceğim bir yere…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!