İp Koptuğu Yerde Bağlanır …

Hilmi Kayıhan
42

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

İp Koptuğu Yerde Bağlanır …

Atatürk öldüğünde Türkiye Cumhuriyeti birbuçuk yaşındaydı, demokrasi diye yutturulan çok partili seçim sistemine geçildiğinde de ikibuçuk yaşındaydı.
Daha üç yaşına bile basmadan, ana okuluna gitmesi gereken bu çocuğu özgürlük ve demokrasi adına sokağın eline bıraktılar. İşte, yıllarca bizi yönetenleri seçenler bu çocuklardı.
Hiç değilse ilkokulu bitirmiş olsaydık, yani 2043 yılına kadar tek partili bir sistemle yönetilmiş olsaydık; Türkiye, soysuz sömürgenlerin elinde bu kadar şamar oğlanına dönmeyecekti.
Devletin, fazla bir farkı yoktur insandan; atalarımız boşuna devlet ana ya da devlet baba dememişler…
Kabaca bir hesaplarsak; insan yaşıyla cumhuriyetimiz 85 yaşında, devlet yaşıyla 8,5 yaşında. Şimdi ilkokul üçte okuyor olmalıydık..
Türkiye’nin okul ortalaması, ne yazık ki ilkokul üç.
İlkokulu bitirmeyenler direksiyon başına şoför yapılmazken, seçmen yapılıp Türkiye’nin uçuruma doğru yol almasını sağladılar.
İnsanın bir devletten farkı yok demiştim. Evet, onsekiz yaşını doldurmayan bir insan oy verebiliyor mu?
Türkiye Cumhuriyeti’nin onsekiz yaşını doldurmasına daha doksan altı yılı var.
2103 yılı 29 Ekim’inde 18 yaşını bitirmiş, ilk ve orta öğretimi tamamlamış çakı gibi babayiğit olacaktı. Tek dişi kalmış alçak canavarların gücü yeter mi o zaman?
Bir tavuk bile civcivlerini yumurtadan çıkar çıkmaz tilkinin çıkarına işleyen, dayatılan demokrasinin zalim ellerine bırakmıyor.
Kanatları altında bir süre koruduktan; yem bulmayı, yem olmamayı öğrettikten sonra, doğanın o acımasız kucağına bırakıyor.
Aklımız bir türlü almıyor; mazlum ülkelerin, sömürgenlerin saldırısı altındaki ülkelerin demokrasi anlayışlarıyla sömürgen ülkelerin sistemi nasıl uyuşabilir?
Avla avcı nasıl aynı sistemi savunabilir? ..
Tavukla tilkinin savunma sistemleri ortak olabilir mi? ..
Ne güzel özetlemiş Aşık Veysel:
“ Koyun kurtla gezerdi
“ fikir başka başka olmasa.”
1946 yılında daha üç yaşına bile girmeden tamircinin yanına çırak verilir gibi sömürgenlerin kucağına atıldık..
Üç yaşındaki çocuğun eline, “sen koskoca adam oldun! .” diye bıçak verirseniz düşmanı değil önce kendini keser. 46’dan beri olan bu..
Neyse, elimizi çabuk tutarsak fazla geç kalmış sayılmayız..
İp koptuğu yerde bağlanır, ipin koptuğu yeri biliyoruz..
İpin diğer ucu puştun eline geçse de, hızla uzaklaşsa da Atatürk devrimlerinden.
Rica ve minnetin mecrasını çoktan geçtik..
Yılanın tıslama sesini, çatal dilini..
Sürünen gövdesi tepeye çıkmak üzere..
İpin diğer ucu puştun elinde,
Puşt rica ve minnetten anlamaz ki.

Hilmi Kayıhan
Kayıt Tarihi : 25.8.2007 20:41:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Hilmi Kayıhan