Savulun küçüklükler,
Direnin büyüklükler.
Sizinleyiz.
Bin gecenin dayatmasına karşı çıkışan gün, Örülü duvarlar arasında, prangalarıyla mutlu, mesut, mahkûm.
Seninle mücadelemiz ve sana rağmen ve senin için.
Apoletlerinin sınırladığı çizgideki kafes kuşları,
Alnımıza dayanan soğuk namlu,
Esir kalpler, kırık kalemler.
Büyümek damla damla,
Alıkoyan bendini yıkmak için.
Dağlardan boşalan sellerce gelmek…
Ve ulaşmak, çölleşen, çöreklenen çıkmazlar,
Kurak kalmış kentlerin açmamış çiçeklerine.
Sökmek, başsız çivileri birer birer…
Zehirle karılan yaralara,
Merhemle sarılan otama…
Güneş ilk ışıklarını gösterdi, dağların zirvesinden.
O hâkim karanlık, küçülen bir gölge şimdi.
Aydınlanacak en kuytular bile.
Sarı çöller yeşerecek yeniden,
Ulaşacak serin yağmurlar.
Kurtulacak ağlarından balıklar,
Perdeler kalkacak gözler önünden,
Taş taş yıkarken duvarları.
Kelime kelime aydınlık örülecek idraklere.
Mağaraları dahi reddedecek yarasaları.
Bir meselemiz var,
Bir davamız,
Bir kutsalımız.
Ellerimizde meşalelerle çıktığımız bu yolda,
Doruklara ışık taşıma mücadelemiz.
Karşı koyuşun en mukaddes zamanı şimdi.
Kızartarak ufku, doğuyor güneş.
Seninleyiz isyan, seninleyiz devrim.
Yarasalara karşı,
Yarasalar yararına…
Kayıt Tarihi : 23.7.2018 16:10:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!