İçindeki çocuğu dinlemek yerine çıkar ilişkisini göz önünde bulundurur insan
dünden bugüne kadar hep daha fazlasını ister
Yerleşik yaşamın getirdiği o inanılmaz bataklık mücadelesi
Adım adım istila ederken karıncalar tatlı hayalleri
Yokluğun çokta ötesine gidemeyeceğini anlar
Sonrasında ise savaşlar, darbeler, ihtilaller yapıştı geçmişin kalıntılarına
Daha fazla ölüm daha fazla kan ve daha fazla göz yaşı
Baştan aşağı kapladı sömürge düzeninin kapılarını kapkaranlık
Rıhtıma çok uzak bir gün aydınlanması
Yine güneş ışınları ve yine suya hasret o masum bedenler
Ve olup bitenleri çekemeyen o bozuk kameralar
İnsanlar görüyorlardı fakat sus pus olmuşlardı bu hegameye karşı
Çağdaş ve medeni diye astılar kepazeliğin resmini
Tarih kitaplarının suskunluğu olanlar karşısında
İnsan yine biçare oldu insanlığından
İşte Ubangi ve Şari nehirlerinin çaresiz bakışları
İşte emperyalizmin dayattığı o korkunç yaşama dayatma
Yine karanlık bir çağ kapladı gökyüzünü
Ve yine gerçekler gelgitle kıyıya vururken köpükle örtülüyor üstü
İnsan susup kabullendikçe kaybetti vicdanını
Yosunlara bulandı kalpler
Sessiz ve sakindi yüzyıllardır o ihtişamlı serzenişler
Yine bir umut yanılgısı sardı etrafı
Fakat ölüm istemsizce gülümsedi her ihtimale karşı
Paranın putlaştırılmasına maruz kaldı o cansız bedenler
Kıyıya vurdu cesetler
Deniz kan kırmızı
Fakat sustu insan adaletin haykırışı karşısında
Kaybetti insan denen o nankör varlık şerefini, peki ne mi kazandı?
Doymazcasına para pul ve koca bir hiç...
Ömer Faruk GümüştekinKayıt Tarihi : 12.7.2023 22:56:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!