Ne güzel günlerdi o eski günler,
Dostu güzel bakışından tanırdık,
Vara yoğa edilmezdi yeminler,
Söz ağızdan çıkışından tanırdık.
Utanırdık bir yemin ver demeye,
İkide bir düşmezdik mahkemeye,
Paylaşırdık ne bulursak yemeye,
Bir sofraya çöküşünden tanırdık.
Hep yoksulduk, zor bulurduk peynir, et,
Kurbandan kurbana, o da ya kısmet,
Sırtımızda eski püskü bir ceket,
Kırk yamalı dikişinden tanırdık.
Bilirdik güzele güzel demeyi,
Unutmazdık dostça gülümsemeyi,
Bir bakışa aşk, sevgi yüklemeyi,
Gönlümüze akışından tanırdık.
Bir kırık radyoyla günler geçerdi,
Dileyen şansına türkü seçerdi,
Eşliğinde herkes bir şey içerdi,
Yudum yudum çekişinden tanırdık.
Eve gelen her bir şeyin sevinci,
Üç parçaydı, komşu hakkı birinci,
Orta yerde tükenirken ikinci,
Üçü ambar tıkışından tanırdık.
Olmak lazım gelirdi iktisatlı,
Dikkatli, özenli ve ihtiyatlı,
Bir kusur olursa hem tatlı tatlı,
Sözü başa kakışından tanırdık.
Hatıralar canlanırken gözünde,
Birer birer dile gelir sözünde,
Bir gülücük belirir gül yüzünde,
Yürekleri yakışından tanırdık.
Kayıt Tarihi : 30.9.2023 01:34:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Hayırlı sınavlar.
TÜM YORUMLAR (1)