Elini eteğini çekme üstümden
ne sen küs canım bana ne ben küseyim
ne çok hoş gör beni yar ne at gönlünden
anla işte nideyim insanlık hali
sakın ha kovma toprağımdan taşımdan
hem çoluk çocuğumdan güzel eşimden
zehiri bal eyledim etme aşımdan
geceler yoldaşımdan gündüz komşumdan
geçicidir şu dünya anla halimden
anla işte nideyim insanlık hali
ben toprağı severim kokusunu da
ah almasam ne çıkar tapusunu da
Tanrı misafiriyim gelip geçerim
gezer tozar eğlenir yerim içerim
affetmek onun şanı özür dilerim
anlasana be yarim insanlık hali
3/Haziran/2010/perşembe/Ankara
Yüksel Nimet ApelKayıt Tarihi : 3.6.2010 12:44:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Mektup: Sevgili, biricik; meleğim canım kızım. Evvela mahsus selam mı etsem, konuya direk girsem mi? Şimdi yazmasam bu gece artık uykularım falan kaçıverir bakarsın cancağızım. Ne habersin iyimisiniz? Benim arslan burçlu arslan kızım; şimdi nerden icabetti deme sakın; hani cmail de gönderebilirdim ama bu mektup vasiyet gibi bir şey de olabilir... İnsanlık hali işte... Kaç gündür kan gövdeyi götürüyor, bizler de yaşlı bir komşumuz ölmüş te taziyesine gidip başın sağ olsun der gibiyiz....Sağ olacak baş mı kaldı ki? Zaten bu sözü de hiç sevmiyorum, yani ölen öldü kalan sağlar bizimdir senin benim başımız sağ olsun yeter...Bizde bu unutkanlık varken ne denir ki? Her gün onlarca, yüzlerce civan ölüyor öldürülüyor, işkence görüyor; taciz edilip binlerce çoluk çocuk, kadın tecavüze uğruyor, kaçırılıyor; on üçünde kızlar başlık parasına satılıyor...Biz ne yapıyoruz? El, elin ölüsüne güle güle ağlar; eşek dağda ölür yası evde tutulur misali, hangi evde diye sorulacak olursa tabii ki ateşin düştüğü yerde. Bir kaç gün sonra, gündem değiştirenler sayesinde; ya unutuyor ya da unutmağa mecbur olduğumuzdan, uçan kuştan esen yelden teselli umuyoruz... Canlarım Allah sizleri korusun, bütün çocukları gençleri, öksüz kalmasın diye çocuklar; anaları babaları korusun...Kimse ölmek istemez hayat her şeye rağmen çok güzel, çok seviliyor. Ben dahil yaşlılar bile ölümü kendine yakıştıramıyor...Yaşamak herkesin hakkı... Hepimiz hayatı çok seviyoruz, lakin savaşlar olmasa; bebeler çocuklar ölmese... Öldürmenin sebebi olamaz; asla bir hiç uğruna diyemeyiz. Tanrı herkese bir ömür biçmiştir...Lanet olsun çocuk hırsızlarına çocuk katillerine lanet olsun...İnsanlara hayatı haram edenlere yerinden yurdundan edenlere lanet olsun... Yani cancağızım sana yazacak bir sürü güzel şey biriktirip hayal ederken, konu geldi nerelere... Elimizden bir şey gelmeyince, hayat devam ediyor diyip kaldığımız yerden yaşamaya da devam ediyoruz... Sana nasıl güzel şeyler yazacaktım; sen şimdi yorgun gelirsin eve ve yemek telaşası başlar...İnsanlar kendi kendinin kölesi, Allah bitirmesin ama; iş güç bir türlü bitmiyor... Bu mektubu, ve şiirlerimi okumaya zaman bulamazsın bilirim; zamanın yok; kimbilir ne zaman farkına varırsın... Hani ne derler? Birine hediye almak alanı daha mutlu eder derler ya, ben de dünden beri çok mutluyum...Sevgiyle alış verişe çıktık, bil bakalım sana ne aldım tatlı cadım? Her ne kadar doğum günleri gibi günleri sevmesem de, adet olmuş işte, sana ilk defa içime sinen bir şey aldım... Sürpriz olduğu için söylenmez bilirsin...Hani siz anneler günü veya benim yaş günümde sürpriz yapmak için kafa kafaya verip hazırlık yaparken size rahat vermem, göreceğim diye benden köşe bucak kaçarsınız ya işte öyle... Sen ne dersin hani? Yazdığın kartlarda; - anne sana sürpriz yapmak imkansız, benim sabırsız annem dersin ya işte öyle canım biriciğim...Gördün mü yine sabredemedim? ...Neme lazım vakit dar; söylemek istediklerimi, söyleyip; sevinmelerinden, mutlu olmalarından memnun olacağım yakınlarıma sizlere vakit geçmeden söylemeliyim herşeyi... Benim akıllı kızım tatlı kızım, canım; canımcığım cancağızım bi tanem marifetli neşeli lider vasıflı heyecanlı kızım; ayakkabı bağalayıcısı iki torunumun güzel annesi biriciğim...Allah seni ve torunlarımı bahtından güldürsün güzel yaşamanızı nasip etsin... Şimdi teşekkür faslı: beni dişçiye götürdüğün, bana laf anlatmak isterken deveye hendek atlatmaya katlandığın için; beni taaa oralardan kalkıp gelip yolcu ettiğin için; her bir işime vaktinin dar olduğu zamanlarda bile yardımcı olduğun için her şey için tatlı torunlarımın annesi olduğun için teşekkürler...Seni seviyorum canım; seni ve küçük tatlı cadıyı da, çok seviyor, çok çook öpüyorum... Daha çok meth ederdim seni ama yeri değil burası...Ayakkabıcı bağlayıcısı demek yeterli ve her şeyi çok güzel açıklıyor...Bu reklamı çok seviyorum; esinlenme değil, benim için düpedüz çalıntı bir söz; ama, sen ne dediğimi anlarsın canım...Yaa ben daha güzel şeyler yazacaktım aslında. İyi haberlerinizi bekliyorum hasretle öpüyorum hepinizi...Umarım Müge Anlı sayesinde mektuplar hak ettiği değerine kavuşur yeniden; hadi hoşçakal canım çüs...
Yaşamak gerekir daim İslamca!
Bu dünya malum; dar-ı imtihan!
Sınavda zarardır, yaşamak ham'ca!
Hayırlı çalışmalar Nimet abla.
TÜM YORUMLAR (3)