Yaşar, sever, kırılır, âşık olur.
Gözlerinde yaşlarla, bir gün gelir, ölür insan.
Hem yaşar, hem ölür.
İnsan kendi yasını tutabilir mi?
Anlamadan, son sözlerini söyleyemeden ölür mü insan?
Arkasında kaç gözü yaşlı bırakır?
güneşin tersine git
sol tarafından kalkmış bir taze
sabah bulunsun yanında
Kent! gümüş kanatlı melek
yalancı düşler uyuyor olsun
Devamını Oku
sol tarafından kalkmış bir taze
sabah bulunsun yanında
Kent! gümüş kanatlı melek
yalancı düşler uyuyor olsun
Bir zamanlar bende öyle düşünürdüm”insan ruhundaki bazı yaralar kalıcıdır”. Fakat, ruhunun(kendinin) amacı aklın sayesinde yaraları veya kirleri iyileştirmek-temizlemektir. Ruh; ölmez, yorulmaz, bitmez. Beden yorulur. //akıl vermek gibi oldu(özür)// eminim ki daha başarılı olursun, baya şiir karalamışsın//ruhuna, kalemine sağlık.
insanın ruhundaki bazı yaralar kalıcıdır. Yaşadığın anılar, aşklar, dostluklar, arkadaşlıklar hepsi bir iz bırakır. Eğer bunlar ruhunda bir kırılma yarattıysa, o kırılmanın çığlıklarıyla yaşamayı öğrenirsin. İnsanın bazen acıyla yaşamayı öğrenmesi gerekir. Arındırmak kolay değildir. Zaman geçse de, kalpteki izler silinmez; derinlere kazınan her şey, içimizde bir yankı bırakır. Bazen, o yankılar öylesine güçlüdür ki, her nefes alışımızda geçmişin ağırlığını hissederiz.
Aşk acısı, bir başka tür kırılma olabilir. Birinin yokluğu, her anının içinde var olmaya devam eder. Sessizce, her gece ruhumuza dokunan bir özlemle büyür. Gözlerimizin kapanmasıyla başlayan bir hayalet, rüyalarımıza sızar. Ne kadar beklesen de, o gözleri bir daha görmemek üzere kaybettiğini bilmek, her geçen gün biraz daha derinleşen bir yara bırakır. O kişiyle geçirilen anlar, her anı bir ömre bedel olsa da, şimdi geriye yalnızca bir hüzün ve kaybolmuş bir zaman dilimi kalır. Kavuşturmaz zaman, kavuşmayı beklerken. Ve beklemek, bazen bir ömre dönüşür.
Sonsuza kadar sevmenin acısı, varlığının tüm anlamını kaybettiği o an gelir. Bir şeyler eksik kalır. Anlatılmayan, içte biriktirilen kelimeler gibi. "Beni bul" demekten yorulmuş bir ruh, zamanla susar. Ama unutmak, bilinir ki; mümkün değildir. En derin acılar, varlığın özüdür. Ve bir gün, belki de bir ömrün sonuna kadar, o kaybolan sevgiyi içimizde yaşatarak devam ederiz.
Ruhunun haykırışına kulak ver, arındır onu, hiç bir derdin kalmayacak göreceksin.
insanın ruhundaki bazı yaralar kalıcıdır. Yaşadığın anılar, aşklar, dostluklar, arkadaşlıklar hepsi bir iz bırakır. Eğer bunlar ruhunda bir kırılma yarattıysa, o kırılmanın çığlıklarıyla yaşamayı öğrenirsin. İnsanın bazen acıyla yaşamayı öğrenmesi gerekir. Arındırmak kolay değildir. Zaman geçse de, kalpteki izler silinmez; derinlere kazınan her şey, içimizde bir yankı bırakır. Bazen, o yankılar öylesine güçlüdür ki, her nefes alışımızda geçmişin ağırlığını hissederiz.
Aşk acısı, bir başka tür kırılma olabilir. Birinin yokluğu, her anının içinde var olmaya devam eder. Sessizce, her gece ruhumuza dokunan bir özlemle büyür. Gözlerimizin kapanmasıyla başlayan bir hayalet, rüyalarımıza sızar. Ne kadar beklesen de, o gözleri bir daha görmemek üzere kaybettiğini bilmek, her geçen gün biraz daha derinleşen bir yara bırakır. O kişiyle geçirilen anlar, her anı bir ömre bedel olsa da, şimdi geriye yalnızca bir hüzün ve kaybolmuş bir zaman dilimi kalır. Kavuşturmaz zaman, kavuşmayı beklerken. Ve beklemek, bazen bir ömre dönüşür.
Sonsuza kadar sevmenin acısı, varlığının tüm anlamını kaybettiği o an gelir. Bir şeyler eksik kalır. Anlatılmayan, içte biriktirilen kelimeler gibi. "Beni bul" demekten yorulmuş bir ruh, zamanla susar. Ama unutmak, bilinir ki; mümkün değildir. En derin acılar, varlığın özüdür. Ve bir gün, belki de bir ömrün sonuna kadar, o kaybolan sevgiyi içimizde yaşatarak devam ederiz.
"Bu güzel yorum için çok teşekkür ederim. Aşkın herkesin yüreğinde farklı şekillerde yankılandığını hissettirmek istemiştim, bunu aktarabildiysem ne mutlu bana. Şiirlerimin sizde bir karşılık bulması benim için en büyük mutluluk. Sağ olun, var olun."
AŞK,hepimizin dilinde…Hepimizin gönlünde….Hepimiz peşinden koşuyoruz aşkın.Herkes ayrı bir tarif veriyor onun için.Herkes aşkı tanıyor fakat herkes ayrı yaşıyor onu. Onun için de ,farklı anlıyor farklı anlatıyoruz aşkı.Bundandır ki aşk bazen çeşitli kılıklarda dalıveriyor yaşamımıza. Bazen sevinç oluyor
Bazen de hüznün kendisi olup dalıyor yaşamımıza
Bizler yaratıyoruz aşkı sevmek için,sonra peşinden koşuyoruz sevilmek için.Koşarken ve koştururken aşkın peşinden,kim bilir ne öyküler çıkıyor ortaya.O öyküler bazen şiir oluyor. Bizler o şiirlerin her birinde kendimizi buluyoruz .Okudukça aşkımızı tekrar, tekrar yaşarız onlarda
Kutlarım sayın Şair
"Bu güzel yorum için çok teşekkür ederim. Aşkın herkesin yüreğinde farklı şekillerde yankılandığını hissettirmek istemiştim, bunu aktarabildiysem ne mutlu bana. Şiirlerimin sizde bir karşılık bulması benim için en büyük mutluluk. Sağ olun, var olun."
Bu şiir ile ilgili 5 tane yorum bulunmakta