davutla güreş tutup,
sırtının yere gelmesine izin verecek denli alçakgönüllü olan yahova
kenan ülkesine
acı,gözyaşı ateş ve ölümden başka ne getirdi
sayfalara sığmayan,
yarım yamalak,
aslında hiçbir zaman tam olmayan,
eksik kalan savaşlar
sparta ;köleleri potansiyel tehlike oluşturacaklarını öne sürerek
sürek avı ile yok ederken,
roma ancak mağlup edebildiği kartacada,taş üstünde taş bırakmaz,
kentin kalıntılarını bile karasaban ile ortadan kaldırırken
gözyaşı ve ölümden başka ne verdi
birileri tarihçilere ruhun tahrip edilmiş coğrafyasını tarif etmeli
savaşlar hiç olmadı
insanlar hiç ölmedi
suçlu zaman
akıp gidiyor bir çok şeyi ardında bırakarak
collossiumda yankılanan köle/gladyatörlerin
zincir,kalkan,zırh,kılıç şakırtıları değil
ateş ile yüzleşen şakirtlerin feryatlarıydı
hala devam ediyor bir yerlerde
bu gidişle, cennete ilk ayak basan bir insan olmayacak
yani diyorum, anne ve baba olmayacak
doğurtan, doğuran
müslümanlara yönelik zulüm,
kah hafifleyip,kah şiddetlenerek sürüp giderken
engizisyon sürecini başlatanlar
acı ve gözyaşı üzerine gelecek kurdular
hayalleri yıkılan insan için
dünya başlı başına bir deprem
tanrı depremleri,
uykusuz kaldığı gecelerde
onları uyutmak için beşik sallayıp durur.
atillanın kırbacı sanını neye borçluydu
cengizin şöhretine ne demeli
gerçek şu ki zulüm salt tarih öncesinde değil,
tarih boyunca da devletlerin
halkların elindeki en önemli silahtı
kendini yinelemek…
yenilemek…
yeniden üretmek için…
ihtimal dahilinde ölmenin vakti
kabri geniş olmayacak sanma ölünün
her yere sığacak kadar ölür insan.
ceasar,son nefesini verirken de olsa katili
katilleriyle yüzleşebilmişti
osman ve alinin buna fırsatı olmamıştı
nehir oldu çığlıklar…yorgun düşüldü ölmekten
öfkeler yorgun acılar yorgun
toprak bile …
haşhaşilere ne demeli?
sabbah ve alamut kalesi hakkındaki söylencelerin,
hala halk kültüründe yer bulabildiğinin farkında olmayan var mı
sırf yeniden üretmek için
ölü insan kokuyor düşler
kimi vatan…
kimi bir gaye-i hayal uğruna
birbirini öldürüyor
ortadoğu darbe
karşı darbe,
devrim.
karşı devrim sarmalında boğuşurken
israil faktörüne ne demeli
avuç içlerine kazınılmış kırmızı lekeler
silemez dokunuşlarından ateşi,
çocukların oyuncaklarını bırakarak zamana
yeşil kuşak doktrinini duymayan yoktur
‘düşmanımın düşmanı ol da ne olursan ol’
petrol gelirlerinin yarattığı refahın
adil bir biçimde paylaşılamaması da
yığınların içerisine sürüklendiği halet-i ruhiye
acı ve gözyaşı ve ölüm
mümkün olmayanı mümkünmüş gibi gösterme
hatırasını ölümsüzleştirme çabasından peydahlanılmış
öksüz ve yetim çocuklar
ölü ,anne -babalar
redfer
Kayıt Tarihi : 22.4.2018 12:57:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!