İnsanlığını sevip, her hatrını sayarken
Seni ansızın sonsuz, kör bir zindana koydum
Tavırlarına sebep, türlü mana ararken
Gece yarılarında, nice halleri soydum
Ve buldum bahaneni, gaye durağında süzüp
kısık gözlerim ile, his denizinde yüzüp
O taşıdığın fikre, beni eş tutan aklın
Mazideki tavrına, beni hatır etmesin
Dile vurunca zikrin, çözüldü gizlin saklın
Anladım ki sen daha, küçücük bir yetmesin
İşgal ettiğin makam, emanet mi cahile
Gördüm ki sen gibiler, hep uğrar bu sahile
Hiç mi yol almadın sen, Yunustan, Mevlanadan
Hep boş ve hep avare, vasıfsızca gezmişsin
Ne farkın var meyitten, uzak isen manadan
Şer ile dolu zevke, bin çeşit yol dizmişsin
Bu yol çok uzun diyerek, gezme varlık dağında
Şaşırma bir gün yokluk, açar ise bağında
Bunca ettiğim lafta, ar eylemezsin gördüm
Şeytan ile birleşip, gıybet füruş etmişsin
Gölgen dahi sahi sokulsa, gözüme duvar ördüm
Şu ebedi sürecek, gök kubbede bitmişsin
Zannetim ki bu sözle, ruhunu sarar efkar
Efkarını bilmeyen, her doğruluğu yıkar
Adiden daha adi, kir akıtan çeşmesin
Layık değil sana bu, insan bildiğim sıfat
Bence bu halin ile, köpeğe denk düşmesin
Daha fazla sarmadan, cüce de ki bu afat
Bu vakitten sonrası, her mısramda kölemsin
Hafızamda yer tutan, benim başka çilemsin.
Kayıt Tarihi : 23.9.2007 12:23:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!