Nurdan bir top denmişti, daha bebekken ona,
Dili çok ballanmıştı, girince altısına
Her tarafa filizler, vermeye başlamıştı,
Şelale gibi aktı, girdi on dokuzuna,
Balta girmez ormandı, göksünde açtı güller,
Ne güzel yaşlardı o, yirmiler yirmi beşler,
Sanki gök gürültüsü, heybetliydi gelişler,
Deprem gibi sarsacak, olurdu yürüyüşler,
Nizami asker gibi ağızlarda ki dişler,
Saygıda kusur etmez, söğüt gibi inişler,
Kemalata doğruydu, gidilen bu gidişler,
Ağır ağır olurdu, saygı dolu gelişler,
Barajını doldurmuş, su gibi otuzunda,
Baba olup dağ gibi, kol kanat gerdiğinde,
Koruma vardır onun, vazında öğüdünde,
Güz mevsimi gibiydi, saçlar ağardığında
Elisinde göremez, yakınını gözlüksüz,
Altmışında gezemez, olmuş idi asasız,
Altmış beşte direnmez, yaşar ama çaresiz,
Hiç bir zaman kimseyle, konuşmazdı selamsız,
Yetmişinde damakta, takma dişler görülür,
Suratı geometrik, şekillerle örtülür,
O munis bakışları, çok manalı bilinir,
Seksene girdiğinde, beyaz melek beklenir.
Bir vardı bir de yoktu, anlatılır bir zaman,
Yaşanmamış çok şeyler, dillerde anlatılan,
Görenler de gidince, yaşayan olur yalan,
Doğdum büyüdüm öldüm, oyalan da oyalan.
Kayıt Tarihi : 10.10.2006 15:50:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Sinan Karakaş](https://www.antoloji.com/i/siir/2006/10/10/insan-149.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!