Dışarıda buz gibi hava, ayaz mı ayaz ilikleri donduruyordu,
Köpekler bile ortalıkta yoktu, bir köşeye saklanmış kısık sesle uluyordu,
İçeride sessizlik hakimdi, herkes sus pus oturmuş son durumu bekliyordu,
Sobadaki odunun yanarken çıkardığı çığlık sesleri sessizliği bozuyordu,
Bir ara gözlerim camlara ilişti, baktım ki camlar bile hüngür hüngür ağlayıp yaş döküyordu,
Ağızları bıçak açmıyor, yüzler asık ve yüzlerden düşen bin parça olup dağılıyordu,
Elektrikler kesilmiş, gaz lambasının loş ışıkları altında, alevler bile titriyordu,
Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Devamını Oku
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman