TOHUM BENZETMESİ
(Mat. Mar. Luk.)
İsa göl kıyısında bir süre oyalandı,
Etrafına büyük bir kalabalık toplandı.
Bu yüzden İsa gidip bir tekneye oturdu.
O büyük kalabalık kıyıda duruyordu.
Onlara, O simgesel olarak bir çok şeyler
Anlattı, hem de hepsi yol gösteren gerçekler:
“Tohum ekmeye çıktı ekincinin birisi,
Yol kenarına düştü tohumlardan kimisi.”
“Oradan geçen kuşlar inip bunları yedi.
Kimi kayalık yere düştü ve filizlendi.”
“Toprağın azlığından kuruyup da gittiler.
Kimi de dikenlerin arasına düştüler,”
'Filize kalkanları boğdular o dikenler.
Kimisi ise iyi topraklara düştüler,'
“Bazısı yüz, bazısı otuz kat verdi ürün.
Kulağınızla duyun, gözünüz ile görün.”
“Talebeler İsa’ya sordular sebebini,
Halka simgeler ile anlatma nedenini.”
“O şöyle cevapladı: “Onlara verilmedi,
Sırlara vakıf olmak yalnız size verildi.”
“Rabbiniz kalbinizde bir egemenlik kurdu,
Bu yüzden sırra ermek sırf size nasip oldu.”
“Daha çok verilecek kimin varsa elinde,
Ne varsa alınacak kimin yoksa elinde.”
“Onlar yalnız bakarlar, bakarlar da görmezler,
Duyarlar dinlemezler ve de idrak etmezler.”
“Bu peygamberlik sözü Yeşaya’nın (*) , böylece
Yerine gelmiş oldu onlar için sadece:”
“Duyacaksınız ama, dinlemeyeceksiniz,
Bakacaksınız fakat, göremeyeceksiniz! ”
“Hem bu halkın yüreği hissiz ve katılaştı,
Gözleri kapadılar, kulaklar sağırlaştı.”
“Öyle ki, görmesinler şaşı bakan gözleri,
İdrakleri kapansın, anlamasın kalpleri,”
“Bana hiç dönmesinler diye onlar direndi.
İyileştirirdim ben onları dönselerdi.”
“Ama ne mutlu size gözleriniz görüyor,
Duyan kulaklarınız, anlayarak dinliyor.”
“Size doğruyu derim, geçmiş çok peygamberler,
Nice doğru kişiler hep görmek istediler,”
“Sizin gördüğünüzü bir kez göremediler.
İşitmek istediler hiç işitemediler.”
Ve İsa sözlerine devam etti, şöylece:
“Ekinciyle ilgili benzetmeye gelince; ”
“Yol kenarına düşen tohum açıklaması:
Kim Göksel Egemenlik ile ilgili lafı ”
“Duyar da anlamazsa şeytan gelir kalbine,
Ekileni götürür. Kayaların üstüne”
“Düşenlerin sırrıysa: Duyduğu Rab sözünü
Hemen sevinçle kabul eden, ama kökünü”
“Salamadığı için ancak kısa bir zaman,
Dayanan kişilerdir. Böyle biri her zaman”
“Tanrı sözü yüzünden sıkıntı ve kedere
Uğrayınca sendeler, o düşer hemen yere.”
“Dikenler arasına düşenlerin manası:
Sözü işitir ama, şu dünyasal kaygısı:”
“Zenginliğe aldanma’; sözü boğar ve ürün
Vermesini engeller. İyi toprağa düşen”
“Tohumların manası: Sözü duyup anlayan
Bir kişiye benzer ki; böylesi de o zaman,”
“Elbette ürün verir, o verdiği ürün de,
Kimi yüz, kimi altmış, otuz kattır kimi de.”
* * * *
(*) Yeşaya: Şuayb Aleyhisselam
(11. Ekim. 2004 – İzmir)
Ali OskanKayıt Tarihi : 31.1.2007 00:39:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Ali Oskan](https://www.antoloji.com/i/siir/2007/01/31/incil-den-manzum-yorumlar-8-bolum.jpg)
baki selam....
TÜM YORUMLAR (1)