İncil’den Manzum Yorumlar: 1. Bölüm.

Ali Oskan
302

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

İncil’den Manzum Yorumlar: 1. Bölüm.

BAŞLANGIÇ

Rabbim güzel isminle başladık işimize,
Senin Sonsuz Nurunu doldur şu kalbimize.

Hep Senden söylemektir muradı dilimizin,
Hep Sende yaşamaktır duası kalbimizin.

Her şeyden geçmiş, daim bunu ister kalbimiz,
Şu işimizi buna, sebep eyle Rabbimiz…


* * * *

YAHYA’NIN DOĞUMUNUN BİLDİRİLMESİ

(Luk.)

Yahudiye Kıralı Hirodes zamanında,
Aviya bölüğünden Zekeriya adında,

Tanrı’nın insanlara gönderdiği elçisi
Olan bu iyi zatın soylu idi zevcesi.

O Harun Peygamberin geliyordu soyundan,
Adı Elizabet’ti ve kısır olduğundan

Çocuğu olmamıştı. Onlar her ikisi de
Doğru kişiler idi hep Tanrı’nın gözünde.

Rabbin buyruklarına eksiksiz uyarlardı,
Her ikisi de artık gerçekten yaşlılardı.

Ve bir gün tapınakta tütsüler yakıyordu,
Cebrail o sırada geldi önünde durdu.

Görünce hem şaşırdı, hem korkuya kapıldı,
Melek Zekeriya’ya: “Korkma” dedi atıldı:

“Duan kabul edildi. Bir oğul doğuracak,
Elizabet yakında, adı Yahya olacak.”

“Çok kişi senin ile sevinip de coşacak,
O Rabbinin gözünde büyüklerden olacak.”

“Hayatında hiç şarap ve içki içmeyecek,
Ana karnında iken Kutsal Ruh üflenecek.”

“Kavminin bir çoğunu Rabbine döndürecek.
İsa’dan önce gelip yolu temizleyecek.”

O da: “Ben nasıl emin olabilirim”, dedi:
“Çünkü ben ve karımın yaşları ilerledi.”

Melek dedi: “Ben Tanrı katından Cebrailim,
Yahya’nın müjdesini vermeye gönderildim.”

“Belirlenen zamanda söylediğim olacak,
İnanmadığın için o dilin tutulacak.”

“Bunların olacağı güne dek susacaksın,
Ogün geldiği zaman tekrar konuşacaksın.”

Elizabet bir süre sonra hamile kaldı,
Zekeriya’da gitti beş ay eve kapandı.

* * * *

İSA’NIN DOĞUMUNUN BİLDİRİLMESİ

(Luk.)

Elizabet hamile, altıncı aya vardı,
Rab bu kez Cebrail’i Nasıra’ya yolladı.

Celile Bölgesi’nde Nasıra bir şehirdi.
Melek orda bir kıza Rab’ten haber getirdi.

O kızın adı Meryem, güzeller güzeliydi,
Tanrı’nın övdüğü bir ailenin ferdiydi.

Yanına gelen Melek: “Selam Tanrı lütfuna
Erişen kız, Rabbin bil seninle” dedi ona.

Buna şaşıran Meryem selamı anlamadı,
O anda manasını düşünmeye başladı.

Pek fazla düşünmeden Melek dedi ki ona:
“Korkma Ey Meryem müjde, erdin Tanrı lütfuna.”

“Tanrı’nın bu lütfuyla hamile kalacaksın,
Oğlun olup adını sen İsa koyacaksın.”

“Hem Rab Tanrı Davut’un tahtını da verecek,
Yakup soyu üstünde egemenlik sürecek.”

“O’nun egemenliği sonsuza varacaktır.”
Meryem Meleğe sordu: “Bu nasıl olacaktır,”

“Ben erkeğe varmadım? ” Cevaben ise Melek
Dedi: “Kutsal Ruh senin üzerine gelecek.

Yüceler Yücesinin gücü bil ki üstünde
Sana gölge salacak. İşte bunun içinde,”

“Doğacak olana ki; denecek: ‘Tanrı Ruhu’.
Akraban Elizabet oda hamile oldu,”

“O ki yaşlılığında bak nasıl gebe kaldı,
Bir oğul doğurmaya yalnız üç ayı kaldı.”

“Kısır bilinen kadın altıncı ayındadır,
Yapamayacağı şey Tanrı’nın hiç var mıdır? ”

“Ben Rabbin bir kuluyum, bana dediğin gibi
Olsun” deyince Meryem, Melek ayrılıp gitti.

* * * *

(11. Ekim. 2004 – İzmir)

Ali Oskan
Kayıt Tarihi : 25.1.2007 22:21:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


TEVRAT ve İNCİL’i KUR’AN’ın Tasdiki Maide, 46: “Arkadan da (bu peygamberlerin) izlerince Meryem oğlu İsa’yı –- kendinden önceki Tevrat’ın bir tasdikçisi olarak –- gönderdik. Ona da içinde bir hidayet, bir nur bulunan İncil’i –- ondan önceki Tevrat’ın bir tasdikçisi ve takva sahipleri için bir hidayet ve öğüt olmak üzere –- verdik. Maide, 47: “İncil sahipleri Allah’ın, onun içinde indirdiğiyle hükmetsin. Kim Allah’ın indirdiği ile hükmetmezse onlar açık bir şekilde ve devamlı günah işleyenlerin ta kendileridir.” Maide, 48: “(Ey sevgili Resulüm) sana da hak olarak kitabı (Kur’an’ı) –- kendinden önceki kitap(ları) tasdik edici (ve tamamlayıcı) ve on(lar) a karşı bir şahit olmak üzere –- gönderdik. O halde (bütün Ehl-i Kitab’ın) aralarında Allah’ın (onlara) indirdiği ile hükmet, sana gelen hakikatten (dönüp de) onların hevalarına uyma. (Ey Musa’nın, İsa’nın, Muhammed’in ümmetleri :) sizden her biriniz için bir şeriat, bir yol tayin ettik. Eğer Allah dileseydi bir tek ümmet yapardı. Fakat O, size verdiği (muhtelif şeriatlar /yollar/ dairesin) nde sınamak için (ayırdı) . Öyle ise (hepiniz) hayırlı işlerde birbirinizle yarış edin. Zaten hepinizin en son dönüp gelişi Allah’adır. Artık O, hakkında ihtilaf etmekte olduğunuz şeyleri size (orada) haber verecektir.” Maide, 77: “De ki: Ey Ehl-i Kitap, dininizde haksız yere haddi aşmayın. … ” (Hasan Basri Çantay'ın Meal-i Hakim ve Kur'an-ı Kerim'inden) * * * * Al-i İmran: 2-3: “O, sana kendisinden öncekileri tasdik edip doğrulayan bu kitabı hak ile indirdi. Daha önce insanlara hidayet olarak Tevrat’ı ve İncil’i de yine O indirmişti.. Evet bu Furkan’ı da O indirdi. Gerçek şu ki, Allah’ın âyetlerini inkâr edenler için çetin bir azap vardır. Allah çok güçlüdür, intikamını alır.” (Elmalılı Hamdi Yazır Mealinden) * * * * KUR'AN'A GÖRE KİTAP EHLİ ÜÇ GURUPTUR: BİRİNCİ GURUP: Al-i İmran: 72: “Kitap ehlinden bir grup: 'Müminlere indirilene günün başlangıcında inanın, sonunda da inkâr edin, belki onlar da dönerler.' Dedi.” Al-i İmran: 73: 'Ve kendi dininize uyanlardan başkasına inanmayın' (dediler) . De ki: 'Şüphesiz doğru yol, Allah'ın yoludur'. (Onlar kendi aralarında) : 'Size verilenin benzerinin hiçbir kimseye verilmiş olduğuna, yahut Rabbinizin huzurunda sizin aleyhinize deliller getireceklerine' (de inanmayın dediler) . De ki: 'Lütuf Allah'ın elindedir, onu dilediğine verir. Allah, rahmeti bol olan, her şeyi hakkıyla bilendir'. Al-i İmran: 74: “Rahmetini dilediğine tahsis eder. Allah, büyük lütuf ve kerem sahibidir.” İKİNCİ GURUP: Al-i İmran: 75: “Kitap ehlinden öylesi vardır ki, ona yüklerle mal emanet etsen, onu sana eksiksiz iade eder. Fakat öylesi de vardır ki, ona bir dinar emanet etsen, tepesine dikilip durmadıkça onu sana iade etmez. Bu da onların, 'Ümmîlere karşı yaptıklarımızdan bize vebal yoktur.' demelerinden dolayıdır. Ve onlar, bile bile Allah'a karşı yalan söylerler.” Al-i İmran: 76: “Hayır, kim sözünü yerine getirir ve kötülüklerden korunursa, şüphesiz Allah da korunanları sever.” Al-i İmran: 77: “Allah'a verdikleri sözü ve yeminlerini az bir paraya satanlar var ya, işte onların ahirette bir payı yoktur; Allah kıyamet günü onlarla hiç konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onları temizlemeyecektir. Onlar için acı bir azab vardır.” ÜÇÜNCÜ GURUP: Al-i İmran: 78: “Kitap ehlinden öyle bir güruh da vardır ki, siz onu kitaptan sanasınız diye, dillerini kitaba doğru eğip bükerler. Halbuki o, kitaptan değildir. 'Bu, Allah katındandır.' derler; oysa o, Allah katından değildir. Allah'a karşı, kendileri bilip dururken, yalan söylerler.” Al-i İmran: 79: “İnsanlardan hiçbir kimseye, Allah kendisine kitap, hüküm ve peygamberlik verdikten sonra, kalkıp insanlara: 'Allah'ı bırakıp bana kul olun.' demesi yakışmaz. Fakat onun: 'Öğrettiğiniz ve okuduğunuz kitap gereğince Rabb'e halis kullar olun' (demesi uygundur) ” Al-i İmran: 79: “Ve O size: 'Melekleri ve peygamberleri tanrılar edinin.' diye de emretmez. Siz müslüman olduktan sonra, size hiç inkârı emreder mi? ” (Elmalılı Hamdi Yazır Mealinden) Ali Oskan

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Ali Oskan