Sayın Mükrime Hanım, 4
Siz öncelikle, halk ve toplum kavramını karıştırıyorsunuz bence. Ben yazılarımda, halkın bireylerinin (biyolojik bireylerin) Ya da halktan kişilerin, inanları vardır. Ve de olmalıdır da diyorum. Toplumların, Ya da toplumun inancı yoktur diyorum. Bunun nedenlerinden birincisi de; Her toplumun kendine özgü somut yasallığının oluşudur. İkincisi de; Toplumun birey yanın, inancı vardır. Ama bu da bireyin toplumda gördüğü işle, bire bir bağıntılı da değildir. Toplum ve halk apayrı kavramlardır. Bugün dahi her kesimden nüfusun tahmini % 90'dan fazlası, toplum ve halk kavramlarını aynı anlamda kullanma düşünme yanlışı içindedirler.
Yani, değil inanç; insan bilinci dahi, bu yasalara, uygun olmak zorunda. Yasallığa uygun istekler ve tutumlar ortaya koyamaz iseniz; ne insan bilinci, ne de insan inanmaları, toplumsal üretimde hiç bir şey var edemezler.
Böyle olunca da belirttiğiniz; “”dinimizde kulağa ezan okuma,”” işi halkın ve kişilerinin bir inancıdır. İkinci olarak bunu bana ne diye eleştiri getirdiniz anlayamadım! Ben bunu var veya yok diye eleştirmiş değilim ki. Üçüncü olaraktan da: “”din, topluma müdahale eder”” demişsiniz! Din topluma müdahale etmez. Siz dini, bir eleştiride ahlak olarak tanımladığınıza göre, toplumunda birey bağlamında davranan tüzel bir kişilik olmadığı için, toplumun dini yoktur. Örneğin toplum hırsızlık yapmaz, toplum zina etmez. Bunlar bireysel tutumlardır.
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.