Yusufu deryaya salan
Benide sal sen için
Gonca gülü yaprağa saran
Benide sar sen için
Sevgi bahçesinde açan çicek gibi
Suskunlar,
Ney sesinde, sema altında
hayali viran
sesi heyelan
Suskunlar,
Kışı üfle bakışlarınla avare gözlerime
Takadını yitirdi ahımla filizlenen cümleler
İnancı kalmadı kelimelerin muratsız sözlerime
Husranın savkıyla savklandı gölgeler
Deren ben olsam muhabbetin güllerini
Tan yeri figan eyleyip şafağa sarıldığında
Bulutlar rahmet olup toprağa aktığında
Gönlüm firar eder seni arar seni
Her ahı göz yaşında her bir lokmada
yüreğim pare pare olsa arşa salsa beni
Koptu fırtına visaline ağlarken
Bulutlar vuruldu goncasına yanarken
Renkler olmadan sana boyanamam
Sen olmadan a gülüm hasrete dayanamam...
Yıllar gam etti deldi bağrını
Nereye bile diyemedim
Paslı gözlerim yine dem tuttu
Çarpan yüreğim değil sanki
Bir gürz kalbimi dövercesine beni cürüttü
Sızılar yüreğimde geziniyor amansız
içerliyor yüreğim
Yabancıyım gözlerine yıldızların ötesinde
Kelebekler barınır sevdanın efsunlu penceresinde
Yığınlar altında lale yaprağını arşınlayan
Ahunun sırtında aşkın ruhuna dalan
Güneş silahıyla vurursa mahsun kalbini
Titrer yer duyulunca ayın gazeli
Sensizlik mevsiminin adı hazan
Hüznün tabutudur senden arda kalan
Aklı firar eden bir garip derviş
Ömürdür lale gibi, nergiz gibi sararıp solan
Gah yeryüzü rengini alır senden
Hüzünlü bir gidişin esrarlı bekleyişidir bu
Nergis yapraklarının gözyaşı ile ıslandığı
Takvim yapraklarında yorulan gençliğimin
Efkar tepelerinde zamanı kovalayıp sızlandığı
Hasret yığın yığın olur sinemde solar
Yalnızlığın rıhtımında bekliyorum seni
Dalgaları gözlüyorum kimsesiz
İsyanın yeli vururken biçare ümidimi
Ayın denleri iner yere aytanem sensiz
Seferler düzenliyorum gözlerine ince ince
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!