Karanlık gecelerde yürürüm
Kılıcı kıskandıran, keskin adımlarla
İşkence tadında iniltiler duyarım
Vakitsiz bir sarhoşluk sarmış
Erbain gecesinde bedenimi
Nezarete atılmış bir mahkûmum ben
Kifayetsiz kelimeler dökülür dudaklarımda
Daracık penceremde bakarım ay’a
Karanlığa ana-avrat küfrederim
Neden, diye sormayın?
Lakin bir mum bulamadım yakmaya
Kalmamış sevdadan yana payım
Islak düşlerden uyanma zamanı
Takatim kalmadı varmak için
O mutlak ütopyaya
Kerbela ateşiyle yandı bu yürek
İhanete uğrayan, Hüseyin’im ben
Yürekler benden yana, ne fayda
Kılıçlar ve kuyular, Yezid’din ise
Sürüyü son kez sayan çobanın marifeti
Kuzuyu kapan kurdun sonudur
Nihayet bulacaktır bu dram
Eyyub’un sabrında filizlenip
Bir İsmali kararlılığında yeşerecektir
Aşksız büyüyen çocuklarımızın
Aşka doğru
Güneşin ülkesine yürüyüşü başlar
Artık elma kokusunu takip etmezler
Tabiri doğru çıkmıştır görülen rüyanın
Temmuzda suya
Zemheride, ateşe tavaf yapılır
Artık bir tek sözümüz var
“İnadına özgürlük”
01.12.2013
Ahmet BaygümüşKayıt Tarihi : 2.12.2013 13:13:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!