Bu derdin, çilenin, yükûnü kaça?
Ayrılık dediğin, ölümden beter.
Aklar doldu desem, sakalla saça,
Ne hüzün kaybolur, ne çilem biter.
Kıymetli hatıran, ve araftayım,
Aslan kocam fabrikatör
Para bende mallar bende
Senin koca darbukatör
Kırmızılar allar sende
Diyecek çok söz var bende
Buruşuk muşamba sende
Zaman attı köşeye, eski bir radyo gibi
Dört duvarı yıkılmış, harabeye dödürdü
Karanlık kuyudayım, görünmüyor ki dibi
Ciğerim yangınlarda, ışığımı söndürdü
Felek döndürdü çarkı, zaman öğüttü bizi
Verilen sürüyü, ya güdeceksin
Yada bu diyardan, tez gideceksin
Kabul etmeyip de ne edeceksin ?
Nefis çoban olsun, güder be dostum
Yada bu diyardan, gider be dostum
Kardeş şuradan bir, gurbet alıver.
Bırak üstü kalsın, yolumuz uzun.
Şeker zehir olmuş, tadı yok tuzun.
Boşa al hayatı, şöyle salıver.
Ömrü başa vurdum, daha nem kaldı.
Ey cirmi küçük, cürmü büyük insan, necisin ?
Hayrında övünen,şerrinde ise kincisin
Cürmünde ve zulmünde ısrarlı olurken,
Bu acelen nedir, yaşlanmak niye?
İçimde tarifi, imkansız keder,
Bir ömür verilmiş, çekeyim diye,
Bedenim ruhuma ihanet eder.
Gözlerin feri yok, ayakta sızı.
Anlamsız manasız, yitik cümleler,
Çileli hayatım, yaşım üstüne.
Bu bir başlangıçtır, bak neler neler,
Senden gelen herşey, başım üstüne.
İsfehan'dan çıkıp, çekmiş besmele
Kapatıp gözünü, uçmuş Mevlâ'ya
Hamdüsenalar olsun, varmış İsmil'e
Şemş'in ateşiyle yanan Mevânâ
İsmil dediğimiz, küçük kasaba
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!