Nedir ima,üzerinde düşüneniniz var mı hiç? İma’nın ansiklobedik anlamından bahsetmiyorum,tabii ki.Amacım, içsel dünyamızda ima’nın nerede konuşlandığını anlamaya çalışmak,sadece.
Ne zaman ‘ima’ kokan bir sohbette bulunsam ya da bir yazı okusam,aklıma –konu ile ilgili olsun veya olmasın- bambaşka kavramlar doluşur.Bozkır kavimlerinin uzaktan kullanılan delici silahları,kurnazlık (fakat asla zeka değil) makyavelizm,terör,asalaklık aklıma düşenlerin başlıcalarıdır.Rastgele bir ima,neden acaba,böylesine ayrı düzlemlerdeki kavramları çağrıştırıyor bana.fikri olan var mı?
Doğrusu,’ima’,yapan açısından çok etkili bir silahtır.İma eden, bununla kaç kuş birden vuru,hiç saydınız mı? Herşeyden önce,ima etmekle ne denli zeki olduğunu kanıtlar,kendisine ve çevresindekilere.Muhatabı eğer,yapılan ima’yı anlamazsa,hiç de zeki olmadığı kanıtlanmış olur elaltından.Muhatap anlamış ve/fakat yanıt vermemişse,ya korkaklığına hükmolunur,ya da yanıt vermek için gerekli donanımdan yoksun olmaktan hüküm giyer.
Ama,gerçek şu ki,’ima’ silahını kullanan,aslında ne denli ‘zayıf’ olduğunu da itiraf eder istemeden.Zira, ‘ima’nın sahibi,söyleyeceklerini direkt olarak söyleme cesareti gösteremediğini de kabullenmektedir,bu arada.Polemiğe girme cesareti yoktur; zira,bunun için gerekli donanımdan yoksundur.
Ne zaman güneş batsa bu son gecem diyorum
Vazgeç yalan dünyanın köhne saltanatından
Yetişir bunca keder, bunca elem diyorum
Her şey sağır içimde ne şiir ne musiki