Gecenin kıyısında oturuyorum.
İçine sokulmadan,
Karanlığına karışmadan…
Yıldızları ürkütmüyorum,
Her zamankinden daha parlak ay.
Gecenin kıyısında yolcuyum.
I.
Sevgili günlük!
Babam toprak işçisidir.
Büyük elleriyle işler toprağı.
Başaklar eğilir önünde.
Birileri var beynimde
Beni sessiz sessiz kemiren.
Duyduğumu, düşündüğümü saklayan
Birileri var dünyamda.
Sakın bana “Hayır! ” demeyin.
Bir ağacı oyar gibi
Bir gece ansızın saplandı yüreğime
Kıllı ellerinizdeki kanlı hançerler.
Herkes biliyordu öleceğimi.
Çıkmadı korkudan kimsenin sesi.
Feryadım neye yarar?
Söyleyin, beni kim(ler) anlar?
Bir kedi…
Yavru ve ürkek.
Ne damı biliyor ne de sıçramayı.
Sıçrar…
Döner dünya ansızın.
Hayat paramparça…
Pervari’deyim…
Dağların doruklarında,
Botan’ın kıyısında baharı beklemekteyim.
Buralara bahar geç gelirmiş.
Botan hıncı inince,
Kirini maviye teslim edince,
Gece çok soğuk…
Üşüyorum titrek titrek.
Uğrana baharımı harcadığım yar
Şimdilerde bana çok uzak.
Gece çok soğuk…
Bir öküzü vardı Besnili Mehmet Ali’nin.
Şerif’ti adı.
Gençti, dinamikti.
Yorulmaz, yılmazdı.
Mehmet Ali bilirdi Şerif’in çiftini.
Onu asla yolda bırakmayacağını.
Orada bir köy var, uzakta.
Nemrut'un gün batımında.
Gideriz de geliriz de...
O köy, bizim köyümüzdür
Utançtan kızarmış fıstıklarıyla.
Gün bir ateş topudur tepemizde.
Beş para yoktur cebimde.
Gezerim yurdumun kalbinde.
Gökyüzünde beklerken güneşi
Payıma karanlıklar düşer.
Annem gözler yolumu Dışkapı'da
Hasret yüklü bir gözlemeyle.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!