İllet
İLLET
Ben,
Adına şiirler yazan o küçük kız, yaralıyım.
Hafif aksayarak atılır adımlarım.
Konuşurken duraksarım,
Sözcüklerden önce gelir hissiyatı derin duygularım.
Ben,
Şu kalleş düzene merhaba diyen kadın.
Aşkı tattım, yaşadım, soludum.
Ne ateş yaktı beni,
Ne su söndürsün.
Karşımda koca ahali,
Sade soluma alırdım seni.
Dünya tam tur dönmüş,
İçlerindesin, görüyorum.
Ya sen herkesleştin,
Ya tahtımı alıp indirdin beni yerlere.
Korkularım baş kaldırdı bana.
Şimdi korkular kendi yangınında kavrula dursun;
Benim yangınım da, ateşim de başka.
Alışılagelmiş mi bu hissiyat,
Yoksa bu sızı yeni mi, bilemedim.
Özlemek eskiden,
Kalemimin doldurduğu kartuşuydu.
Hasretti mürekkebimi zifre boğan.
Benim dilim sus pus artık,
Aşka yok iki cümlem.
Benim sancım başka.
Yar dert oldu,
Dermanı için insan divane oldu.
Güven nedir, sevilmek nedir,
Bilseydi cahil ruhum,
Harcamazdı ömrünü şu tekinsiz vicdanlarda.
Doğduğum toprak bile bana gurbetken,
Yıllarca yuvam diye soluyup durdum.
Uzaklardan izliyorum gölgeni,
Yine başka gönüllere meylediyorsun.
Kalbim…
Şu ateş koru yanan cehennem kalbim…
Aldın, don misali buzları gönlüme sokuyorsun.
Yitiyor sevda parçalarım,
Heybetli sadakatimin gölgesinde yaşam diliyorsun.
Ben sessizliğin öncüsüyüm.
Duymak istiyorsun;
Bir dirhem umutla bakıyorsun bana.
Nutkum zamanında sana tutuktu.
Onu kendinden alıp,
Beni benliğimden ediyorsun.
Ay bazen gökten yere iniyor,
Hatrına tutuluyor; onun yüzünü bile kara ediyorsun.
Şimdi kolay değil sustuklarımı konuşmak,
Çaresizliğime ışık tutmak.
Gücü yeter mi satırlarımın,
Dolaştığım onca yoldan
Beni çıkarlara ulaştırmak?
Şiir sever misin bilmiyorum.
Ne garip; okuduğum şiirin satırlarında buluyorum seni.
Gökyüzünde silüetin,
Gülümsediğinde doğuyor güneşim.
Bulmak ister misin beni,
En kayıp sandığın zamanlarda?
Veda mı bizimkisi bilmiyorum,
Ama kendime iyi bakacağım.
Çünkü kalbini taşıyorum.
Ellerimden tutup kaldıracaksın beni.
Raks edeceğiz aşkımızı.
Bir dansta birleşeceğiz seninle.
Ayaklarımı ayaklarının üzerine koyacağım,
Onu da sen öğreteceksin bana.
Yürümeyi benden,
Koşmayı da benden kaçarken öğrendin sen.
Varacağın yerde yokum biliyorum.
Aşkı ararken nefrete rastlayacaksın,
Güven sanarken ihaneti göreceksin.
Gözyaşların temizlemeye yetecek mi ihaneti?
O yüzden susmayı öğreneceksin sen.
Yalanlarla süslediğin hayatı,
Bağıra çağıra bozacak gerçeklerin.
Bir şarkı mırıldanırsın,
Fısıldarım kulağına ezberlerini.
Ben seni senden öte tanıdım.
Ellerim tutamıyor iplerini artık.
Ellerim buz kesiyor,
Dayanamam, nasır tutuyor.
Bir devrim yaratacağım şimdi.
Ezberlerin bozulacak,
Bildiklerin unutulacak.
Sen ölüme yürür sanacaksın kendini.
Hürriyet, kaybolan gururum kadar uzaklarda şimdi ülkemden.
Özgürlük, saçlarımı örüp son prangasını takıp gidici benden.
Hatırı sayılır mıydı ki ömrümün?
Ben, şu “yaşamak” denen illeti beceremedim.
Kayıt Tarihi : 14.10.2025 00:37:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bir kadının kendi yangınından özgürlüğe yürüyüşü.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!