Geçtikçe yolları birbir yollar bir şerit,
Gördükçe siz bizdiniz bense hiç...
Kendinizce yoksuldunuz, belki zavallı,
Ama beyaz sütun mermerlerdiniz...
Eğmediniz başınızı, eğdirmediniz...
Yatarken namertler binbir pusuda...
Koyu karanlıkların acımasız yüreğinde,
Seni sende yitirdim bağışla gülüm,
Ne sana ne bana yar olmaz bu yer,
Beni bende bitirdim affet gülüm....
Karanlık gölgelerin keskin çığlıklarında,
Acı bir paylaşım yalnızca ikimizdeki,
Tek ortak yanımız yalnızlığımız mı sence
Sokak kedisi?
Kimsesizliğimiz, terkedilmişliğimiz ve
Yaşadığımız devasa şehir...
Soluğunu ensemizde hissettiğimiz,
Anne kokardı…
Annem kokardı tenin...
Ay gibi akça pakça nur yüzün...
Göğsünün üzerinde binlerce hüzün...
Uzun uzun, uzaklara bakardı gözlerin…
Derin derin dalardın annem…
Öyle bir baktı gözlerime....
Bakışlarında magrur insanların
yenilgiyi kabul etmeyen kararsızlıkları vardı.
Uzandı elleri ellerime
Ellerinde kış ayazlarının kavrukluğu vardı.
Şöyle bir yaklaştı, dokundu tenime,
Yanında olmak kadar güzeli yok inan...
Kokunla başbaşa kalmak...
Bilmem anlayabiliyormusun seni ne denli
sevdiğimi...
Gözlerinin içinde kaybolmak ne demek?
Ne demek dudaklarında ölmek? ...
Gözlerimi açtığımda hayata...
Özlemle sarılacağım yumulan avuçlarımla kollarına...
Rahatsız olacaksın belki ağlayışımdan kimi zaman...
Kaçacak uykuların anneciğim bağışla...
Ellerinde başlayacak mutluluğum o gün...
Mutluğum senin mutluluğun olacak annem...
Sevmiştim seni, oysa sen öyle bir gitmiştin ki boylu boyunca…
Gölgen bile kalmamıştı öğle ışığında…
Güneşin ışıkları dik mi geliyordu, yatay mı onu bile hatırlamıyorum…
Ne uzun, ne kısa...
Yoktu gölgen kaldırımda…
Ne aşık sevmiştir maşuğunu, ne ölü toprağını,
Ne anne yavrusunu, ne de sarhoş rakıyı
Seni sevdiğim kadar...
Öyle mağrursun ki...
Hangi zerren var ki hicranla örülmemiş
Alt tarafı kadınsın....
Taş döşenmiş masada avaz avaz doğuran,
Mermer döşenmiş göğsünden ak sütü oluk oluk fışkıran...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!