Aşk hüznüm uçarı sevdalardan aldı münzevi halini
Paslı demir kapılar kapandı üstüme, tutsak gecelerde
Duman altı tüneller geçti içimden, sevdalı gülüşler
Eski kurtlar bile anlayamadı, yaralı kuzu olduğumu
Külleri savrulurken yalnızlığın içimde hiçlik limanlarına
Anne gülüşleri düşer içime, sureti gaip anne gülüşleri
Bıçak yaraladı bir yüreği
Yürek arzuladı son kez sevdiğini görmeyi
Sevdiği göze aldı sevdiği uğrunda ölmeyi
Sevgi düşündü, ikisi de sadıktı
Yapamazdı biri diğersiz
En iyisi dedi, en güzeli dedi
Sen, çaresiz ölgünlüğüm
Sen, vakitsiz solgunluğum
Sen, kaçışlarımda sığınak
Sen, susuşlarımda düşünce
Sen, erdemi yüreğimin
El değmemiş bozkır çiçeğim
Şımarık çocuğun umudunu da çaldılar bir gün
Elleri gerçekten bomboştu o gün eve dönerken
Hiç olmanın boşluğu dolmuştu içine
Hiç boş kalmayan kalpazan yüreğine
Yalaz saçan kızıl denizim oldu okyanus minyatürü derunî gözlerin
Aklı usu terk eden meczubun oldum, şehirler dolusu sürgünüm şimdi
Yılları erittim, yolları zincirledim, ölü denizlerde yitiğim şimdi,
Ben de bir denizim ölüsünden korkan, kendine kanayan
Acıya doyuramadım yüreğimi, kanamaya kandıramadım ey yar!
Kan kırmızı rengim, intihar eder her gece zifirinde bir aşk içimde maşuğu uğruna
Acıyor bitirim düşler sonrası her yanım
Sakladım kararı arafın karanlıklarına
İki yanımda yalnızlık kaosa sürüklenirken
Acı bir çan çaldı içi bomboş mutluluklar
Titredi ellerim korkudan can havliyle
Hani dedim benim ümidim, cananım, sevgilim
Yağmurda üşüyen zambaklar gibi bekliyorum seni
Hüzünbaz gözyaşları süzülür yapraklarıma
Seni bana anlatan gösterişsiz, riyasız
Soğuk nefesimin ısıttığı gökyüzünden
Elimde senden kalma bir gül demeti
I.
Yine ağladı hüzün, piyanoya dokunan acılar, sevdalar terkibi parmaklarda
Malihülya yaşadı umut, mürekkep kokan büyülü satırlardan tüten dumanla
Maziden kalma bir tarih, saat aynı, takvimdeki yıldı değişen sadece
Akreple yelkovan ısrar etti altıda durmaya, kuyruğuna taş bağlanmışçasına
Kitaplar dökülmek istedi raftan tozlanmaktan bıkmanın isyanıyla taşarcasına
Sabırla isyan kusar en edebî suskunluklar
İflah olmaz şairlerin dilinde
Elem yırtar sükunet perdesini
Sözü vesayet sayan asrî bir us yüklenir
Randevusuz buluşmalar arka yüzünde yaşamın
Kirli yüzümde çekilmez çocuk yılgınlığım
Kesif kara gözlerimde yoksulluk acım
Nicedir tarak bilmedi azade saçlarım
Misk ellerin nerde, bigane misin anne?
Ademler pejmürdeliğimi bağışlamaz
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!