İsmet Barlıoğlu - İlkler-28 (Hikmet Baba ...

İsmet Barlıoğlu
1529

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

İlk Doyuş

Serin sabah güneşinin körpe ışıkları, temiz pencere camlarını öpmeye çalışan dışarıdaki tellikavağın yapraklarının yelpirdenişlerini masanın camına getirmiş, cam üstünde pırıltılı kıpırtılarla oynaşmaya başlamıştı. Dalların hışırtıları camın içinde ve bırakılan ekmek parçalarına üşüşmüş üç-beş serçe, camın dışındaki daracık pencere taraçasındaydı. Masanın bir köşegeninde durgun, duru, aydınlık bir güneş vardı. Yana açık perdelerin kenarları yukarıdan aşağıya inen sırmalar gibi ışıldamaktaydı. Masadaki kağıtlar bir gölgeleniyor, bir aydınlanıyor, yerinde durmayı pekilenemeyen kavak yapraklarının gölgeleri esniyor, kıpırdanıyor, yaylanıyordu.
Cam- mam dinlemeyen güneşin ilk sıcaklığına sırtını açmış olan Hikmet Baba, okuyup havale ettiği kağıt tomarlarından başını kaldırarak elindeki ıslak bezle dolapların tozlarını almaya çalışan odacıya baktı:
- Mustafa. Dedi. Söylediklerimi bana bir daha söyletme oğlum. Görüyorsun ve biliyorsun; bu odanın iki kapısı var. Bu kapı personelin çalıştığı salona açılıyor. Şu ikinci kapı ise; doğrudan koridora yani dışarıya açılan bir kapı. Personele açılan kapıyı istediğin kadar kapalı tut ama dışarıya açılan kapıyı hiçbir zaman kapalı tutma. Çalışma başlar başlamaz kapıyı aç ve çalışma bitinceye kadar da öyle bırak. Bizim dışarıyla ilişkimizi sağlayan kapı o. İşi olan yurttaşlar buraya oradan geliyor ve ayrılırken oradan gidiyorlar. Kuruluşumuz açısından o kapı “Devlet Kapısı” dır. Ve devletin kapısı yurttaşlara her zaman açık olmalıdır. Kapısı kapanan devlet bitmiş demektir. Oysa; içerden-dışardan oynanan tüm oyunlara rağmen bu devlet sonsuza kadar yaşayacaktır. Kurucusu olan Büyük Atatürk de bunu böyle söylemiştir. Devletin açtığı kapıyı uyruk kapatamaz. Aç o kapıyı. Gelip gidenlerden kim farkında olmaz, kim haddini bilmez de kapatırsa kapatsın, sen aç. Her kapanışında aç. Yine aç, yine aç, yine aç. Bir odacının en başta gelen görevi budur. Yurttaş hizmetini gördürmek için kapı çalmak zorunda kalmamalıdır. Çünkü; yurttaşlar devlet için var değillerdir, devlet yurttaşlar için vardır.
İriyarı, esmer, kıvırcık saçlı, pos bıyıklı odacı küstah koruyucu havalarındaydı:
- Bu kapının bu kadar önemli olduğunu bilmiyordum müdürüm. Dedi. Anarşiye karşı bir güvenlik önlemi olsun diye kapatıyordum. Biliyorsunuz; demir çubuklarla adam öldürüyorlar. İnsan canının tavuk canı kadar bile değeri kalmadı. Şiddet kolgeziyor ülkede. Dün karşı dairenin şoförünü öldürdüler kapının önünde. Yani anlıyorsunuz; sırf size bir şey yapmasınlar diye.

Tamamını Oku