İlkler-22 (Hikmet Baba 'nın İlkleri - 1) ...

İsmet Barlıoğlu
1529

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

Bir Taşatapanla İlk Görüşme

İlçe yağmurlu bir akşama hazırlıksız yakalanmıştı.
Dükkancılar, dükkanlarının önlerinde sergilemiş oldukları öteberiyi elden geldiğince ivedi toplayıp içerilere taşımaya, şemsiyesiz insanlar yelemyelpirdek kaçışıp saçak altlarına sığınmaya ve yüksüz kalan at arabaları bir yanlara çekilmeye başlamışlardı.
Yağmur, taş döşeli caddeleri, taşlı-topraklı sokakları, kerpiçten-taştan yapılma duvarları, daracık çerçeveli pencereleri ve çakıl döşeli damları kamçılamaktaydı. Dükkanların camlarından taşan ışıklar ıslak ıslaktı. Ortalık tenhalaşmış, yerini, karanlıkları yıkayan bir yağmura bırakmıştı. Kaldırım taşları diplerinde göllenen sular oldukları yerde tutunamayıp bulabildikleri eğimlerden caddelere-sokaklara aşağı akıyorlardı. İlçenin küçük çarşısının saçakları altında ayak basacak yer kalmamış, yağmurdan kaçmaya çalışanlar birbirlerine çitenmeye başlamışlardı.
Bir ara, ıslak karanlıklar zorlu gürültülerle göğü yırtan keskin bir şimşekle aydınlandı ve hızını arttıran yağmur hışım gibi inmeye koyuldu. İlçede yağmurun sesinden başka duyulabilecek tek ses kalmamıştı. Karanlıklar ikide bir şimşeklerle aydınlanıyor, görülüp kaybolan anlık mavi ışıklar altında caddelerden, sokaklardan seller gittiği görülüyordu. Elektrik tellerinde baş gösteren beklenmedik bir kopma, bir anda ilçeyi derin ve ıslak karanlıklara gömmeye yetmiş ve ilçenin varlığıyla yokluğu bir olmuştu.
Saçak altındaki bir kalabalık arasına sıkışmış olan Hikmet Baba ne yapacağını bilemez haldeydi. İlçeye gündüz gelmiş, yapılması gereken işlerini yapıp tamamlamış ancak ayrılmaya olanak bulamamıştı. Bu onun kentten aynı ilçeye ilk gelişi değildi. Önceden de birkaç kere gelmiş ve geri dönmüştü. O yüzden, kentle ilçe arasında çalışan tek minibüsün yeterli yolcuyu bulamayınca; geri dönmediğini ve sabahı beklemek zorunda kaldığını bilmekteydi. İlçe uğrak yeri olmadığından, geçecek araç bulma olanağı yoktu. İlçede topu topu iki taksi vardı. Bunlar da bulabildikleri darda kalmış bir-iki yolcuyu kavşağa kadar götürüp bıraktıktan sonra dönen araçlardı. Genellikle yolcu da bulamazlardı ve bulamayışlarına da şaşmamak gerekirdi. Zira; minibüs ilçeyle kent, kentle ilçe arasında beş liraya yolcu taşırken taksiler sadece kavşağa kadar her bir yolcudan kırkar lira almaktaydılar. Yolun geri kalanı için ödenmesi gereken otobüs parası yirmi liraydı ve dolayısıyla ilçe-kent arasındaki böylesi bir aktarmalı yolculuk, yolcuya altmış liraya patlamakta, yolcular da beş lira vererek ertesi sabah kente gidebilmek dururken on katını vererek gitmeyi göze alamamakta ve ilçede gecelemeyi yeğ tutmaktaydılar.

Tamamını Oku

Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta