Uykusuz geçen bir sabaha
Yarım bırakılmış elim bir elin üstünde
Kalbimde küçük bir damla su misali değiyor
Dakikalarca bekledim dilinden dökülecek o tek kelimeyi
Avucumda bir çocuk şefkatli dokunur bir sahipsiz kalbe
Öpüyordu masumca ve yüzünü sürüyor gül yanaklarını
Hayata dön
Baktığında göreceksin ki hayat bir melodram
Kabul ettikleriyle olgunlaşıyor
Sonu aşkla bitmeyen bir tecrübe
Dağlar boyu bir beklenti
Kelâmım ben ise o yazan ki canavar
Şuh ozanım kifâyem bir şarlatan
Divâne değilse ne olsa bu şegaf
Kula gayretli sohbetimdir daim ilâm
Durmasın ki olabilesin sen aşikâr
Vardım yad elin köşküne buyur alıp
Nazende hanım dilleri öyle bir hoş
Huşu eder elleri Yaradanın aşkına
Dilber sultan handanı sevi bağına
Bağ döşüne serili herdem ömür tahtı
Hiçbir hayal böyle tutunmaz
Aşktır şerbeti içen ayılmaz
Su ikram olsan hatrı sayılmaz
Bir gönüle tarifsiz acı oldun
Eksik rüya hakikat yaşatmaz
Arşım pembe utangaç
Kar zerreleri usulcasına dokunur
Uykucu meczup kalplerin üstüne
Gözün alabildiği kış geldi yine
Aşkın mevsimi ilkbaharında
Mart'ın 18'i ruhun gibi 18'dir
Dizinin yanı başındayım yapma
Rüyada tutuşur yanar ellerim yapma
Masal anlatırım inanır kanarsın
Sana yazmam kırmızı
Delirmek benim tabiatım yapamam
Bir melodi edasıyla sızsan kalbe
Orkestrası çiçeklerle bezeli
Nihavend makamında bir ukdeyle
Şarkım olur musun
Her çalışında bir ben dinlesem
Sana kaç defa anlattım durdum
Kalemim sana senaryoydu
Ellerim de belki
Senaryodur olsa olsa bu aşk
Öğrendin artık korkmazsın
Fedakar bir fedaiyim masalında
Beyaz renk olamadı aleme
Göğün şeffaf tonu sende varken
Işık olamadı yollara aydınlık
Yıldızın parlaması gözüne yansırken
Kapısı ecdadıyla eş
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!