Merhaba sevdiğim,
Bu mektubu sana verip vermeyeceğimi bilmiyorum.
Belki sen bir gün bir yerde tesadüfen görür, içinde kendini bulursun; belki de hiç ulaşmaz sana.
Ama içimdeki "sen"ler artık susmuyor.
Zincirlere vurduğum dilim, "sen" diye parçalarken kendini
Ayaklarımı tutamıyorum artık; öyle doluyum seninle.
Sağım, solum, her bir hücrem...
Hepsi "sen."
İnsan her dakika birini düşünür mü?
Düşünüyorum işte...
Keşke bir dilim olsaydı anlatacak;
ya da bir yüreğim.
Ama yok...
Yüreğimi denizin ta dibine gömmüşüm ben.
Şimdi hangi babayiğidin cesareti yeter çıkarmaya?
Peki, çıkmasını istiyor muyum?
Bilmiyorum.
Bazen başımı alıp gitmek istiyorum.
Duvarlar, tavan, yerdeki halı...
Hesap sorar gibi bakıyor gözlerime.
Hep mutfakta oturuyorum;
koca salon küs sanki bana.
"Unutacağım," diyorum, bir kahve yapıyorum.
Ama telve arasında yine seni arıyorum.
Aynalarla da küstüm.
Saçımı kestirdim kısacık.
Kimsenin parmakları dolansın istemiyorum.
Geçen gün kursta, Alev beni erkek arkadaşının ikiziyle tanıştırdı.
Bir görsen; aynı "sen"!
Bakışı, gülüşü, yanağındaki gamzesi bile...
Dalıp gittim senli anılara.
Büyülüydü o anlar, ama bir duydum sesini...
Yok, yok sevgilim.
O da "sen" değil.
Yani, sana benzeyen ama asla "sen" olamayan adamlar sarmış etrafımı.
Ablam, "Evlen artık," diyor.
"Yalnızlık Allah'a mahsus."
"Onu bekliyorum," diyemiyorum.
Duyarsa çok kızar, biliyorum.
Geçmiş, çakılı bir bıçak soluma.
Bir yara kaç yıl kanar, bilmiyorum.
Bazen güzel bir müzik açıyorum.
Alıp götürüyor beni senli günlere.
Ellerimi aşk ile tutup, "Bana aklımda," dediğin günü hâlâ unutamıyorum.
Önce şaşırmış, sonra çok gülmüştüm.
Her an aklımda,
ruhunda,
ve yüreğimde olacağım, demiştin.
Şimdi yüreğinde kim var?
Ruhun kimin sevgisiyle sarılı?
Ya aklındaki, yanında mı?
Diye sormak geliyor içimden
ama soramıyorum.
Yine sorular içinde kayboldum.
Dün telefonum acı acı çaldı.
camdan kalbim kırıldı sanki.
İyi misin sevgilim?
Bazı geceler, elimi soluma götürüp yokluyorum; hâlâ nefes alıyor musun diye.
Oysa ben sevmeyi hiç bilmezdim.
Elini tuttuğum o gün,
"Bırakacaksan tutma," demiştin.
Peki sen, neden tuttun?
Bırakacaktın da...
Yüzüme yerleşen sivilceler bile veremiyor bu soruların cevabını.
Cevapsızım...
Öksüz, yetim çocuklar gibi.
Kusura bakma sevgilim,
yer yer dağılıyor mürekkep.
Yine yazarım, yine anarım seni.
Ama gelmesen olmaz mı artık,
rüyalarıma,
düşlerime,
hayallerime?
Uyansam belki bitecekti bu masal...
Ama ben sarıldım ya hasretine,
bitmiyor bu masal.
Ben büyüdüm ve masallar yalan oldu, sevgili.
Burada mektubuma son verirken,
"Hoşça kal," demek isterdim ama...
Aramızda hoş kalacak bir şey var mı,
bilmiyorum.
Neyse bu ilk ve son mektubum olsun
Yazmam artık sana kelimelerin kal saatlerindeyim,
Sen yine de aldirma sitemlerime
Hoşça kal sevgilim, hoşça kal.
15.01.2025 15:07
Kayıt Tarihi : 15.1.2025 15:14:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!