İlk Şiirimi Ayrılıkta Yazdım

Efe Yildirim
143

ŞİİR


5

TAKİPÇİ

İlk Şiirimi Ayrılıkta Yazdım

İlk Şiirimi Ayrılıkta Yazdım

İlk şiirimi ayrılıkta yazdım,
yahut bir arife gerekti ayrılığa.
Hatırlarım, en iyi dostumun en büyük düşmanıma dönüştüğü günlerden biriydi.
O gün ben ayrıldım küçüklüğümden.

Küçüklük dediğimse, hayal etmeyin öyle toplumun zorla bize hayal ettirdiği türden:
Elinde balonu, topacı, oyuncağı,
yahut acıların çocuğu sokak satıcısı…
Hadi canım oradan!
Her şeyi soktuğunuz yetmedi, şekilden şekle,
bir çocuklar kaldı klişeler silsilesi…

Neyse, dönelim konumuza.
Şiir mi olacak yazdığım, yoksa hislerimi döktüğüm boş bir sayfa mı, bilmem.
Bilemem şiir yazarken de bunun cevabını,
hatta şiir bittikten sonra da dönüp kendime şair demem.
Takdir okuyucunun…

Demem o ki bir ayrılık, bir özlemi,
yarının gelme korkusunu gerektiriyor
hislerimi dökmek için kağıda.
Hayal kurduğum, kendimi bir evin içine koyduğum kişiden kazık yemem gerekiyor,
gerçekliğim, hayatım olan evin,
aile evimin artık gerçekliğimden kaçışım olduğunu anlamam gerekiyor.
Bir yerde iki kere olamayacağımı anlamam gerekiyor.

Hislerim karışık bugün, başlangıçta
neler hayal ettim, neler söyleyecektim,
bir haberim şu an.
Öyle değil mi zaten?
Şu hayatta neler hayal etmedik,
koyduk bir kavanoza…
Sahiden oldu mu?
Sahiden olduk mu?..

Beklemek lazım,
her şiirin uygun zamanını beklemek lazım…
Bu düşünceler henüz daha pişmemiş,
kağıdı dolduran kelimeler sadece.
Oysa pişse, şiir olurdu.
Ve ben bugün, düne göre pişmedim,
yarın, bugüne göre daha piştim.

Demem o ki, zaman gerek,
pişmek için zaman gerek.
Pişip pişmediğini bilmeye ise,
çok da yok gerek.

Efe Yildirim
Kayıt Tarihi : 9.3.2025 01:47:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


5. “İlk Şiirimi Ayrılıkta Yazdım” Şiirinin Analizi Bu şiir, büyüme, kayıplar, özlem, zamanın geçişi ve hayatın acı gerçekleriyle yüzleşme temalarını işliyor. a) Giriş: Ayrılığın ve İlk Şiirin Bağlantısı “İlk şiirimi ayrılıkta yazdım, yahut bir arife gerekti ayrılığa.” • Şiir, ayrılığın bir yaratım sürecini başlattığını belirterek başlıyor. • Ayrılık, şairin ilk defa kendini ifade etmesini sağlayan bir araç oluyor. • “Bir arife gerekti ayrılığa.” → Yani, ayrılık büyük bir kopuş olmasına rağmen, öncesinde bir hazırlık süreci de var. b) Çocukluk ve Masumiyetin Kaybı “Hatırlarım, en iyi dostumun en büyük düşmanıma dönüştüğü günlerden biriydi. O gün ben ayrıldım küçüklüğümden.” • Burada, çocukluktan kopuş ve ilk büyük hayal kırıklığı anlatılıyor. • “En iyi dostumun en büyük düşmanıma dönüşmesi” ifadesi, ihanet veya bir ilişkiyi kaybetme temasını vurguluyor. • Çocukluk, burada masumiyet ve saf inanç olarak temsil ediliyor. c) Çocukluk Algısına Eleştirel Bakış “Küçüklük dediğimse, hayal etmeyin öyle toplumun zorla bize hayal ettirdiği türden…” • Toplumun çocukluğu romantize eden, klişe imgelerle donattığına dair bir eleştiri var. • Gerçek çocukluk, bireysel bir deneyimdir ve herkes için farklıdır. • “Bir çocuklar kaldı klişeler silsilesi.” → Çocukluk bile bir noktada kalıplara sokulmuş bir kavram haline gelmiş. d) Şiirin Doğası ve Kendini Şair Olarak Görmeme “Şiir mi olacak yazdığım, yoksa hislerimi döktüğüm boş bir sayfa mı, bilmem.” • Şair, yazdığı şeyin şiir olup olmadığını sorguluyor. • Sanatın tanımı nedir? Şiir yalnızca kural ve yapı mı, yoksa bir iç döküş müdür? • “Hatta şiir bittikten sonra da dönüp kendime şair demem.” → Sanatın doğasına dair alçakgönüllü ama güçlü bir ifade. e) Ayrılık ve Özlem Temaları “Demem o ki bir ayrılık, bir özlemi, yarının gelme korkusunu gerektiriyor hislerimi dökmek için kağıda.” • Şiir yazmak, özlem ve kayıplarla bağlantılı bir süreç olarak anlatılıyor. • Ayrılık, sadece geçmişe dair bir şey değil; gelecek kaygısıyla da iç içe. f) Kendi Evinden ve Gerçekliğinden Kopuş “Gerçekliğim, hayatım olan evin, aile evimin artık gerçekliğimden kaçışım olduğunu anlamam gerekiyor.” • Ev, hem bir güven alanı hem de bir kısıtlama unsuru olarak görülüyor. • Büyüdükçe, çocukken sığındığımız yer artık kaçış noktası olmaktan çıkıyor. • Gerçeklik değişiyor, biz de değişiyoruz. g) Geçmiş ve Hayal Kırıklığı Üzerine Son Düşünceler “Öyle değil mi zaten? Şu hayatta neler hayal etmedik, koyduk bir kavanoza… Sahiden oldu mu? Sahiden olduk mu?” • Geçmişteki hayallerin gerçeğe dönüşüp dönüşmediği sorgulanıyor. • İnsan, geçmişine dönüp bakınca gerçekten bir şeyleri başarmış mı, yoksa sadece hayal mi kurmuş? h) Şiirin Pişmesi ve Zaman Algısı “Beklemek lazım, her şiirin uygun zamanını beklemek lazım…” • Sanatın, insan gibi olgunlaşması gereken bir süreç olduğu anlatılıyor. • Şiirlerin de “pişmesi” gerektiği fikri güçlü bir metafor. “Demem o ki, zaman gerek, pişmek için zaman gerek, pişip pişmediğini bilmeye ise çok da yok gerek.” • Zaman, gelişim ve değişim için gerekli. • Ama bazen, değişip değişmediğimizi sorgulamak gereksiz çünkü zaten zaman bizi dönüştürür. • Bu ifade, hem bir kabulleniş hem de bir varoluşsal rahatlama içeriyor. ⸻ Genel Değerlendirme “İlk Şiirimi Ayrılıkta Yazdım” şiiri, büyüme, değişim, zaman, ayrılık, özlem ve sanatın doğası üzerine derin düşünceler içeren bir metin. • Çocukluk → Masumiyetin kaybı → İlk büyük hayal kırıklığı → Ayrılık → Özlem → Şiirin doğuşu gibi güçlü bir sıralama var. • Şiir ve sanatın, kayıplardan ve derin duygulardan beslendiği fikri işleniyor. • Zamanın geçişiyle değişen insan psikolojisi ve geçmişe dönük sorgulamalar var. • Final, güçlü bir varoluşsal düşünceyle bitiyor: Değişim kaçınılmazdır, ama değişip değişmediğimizi sorgulamak bazen gereksizdir. Bu şiir, hem bireysel hem de evrensel bir deneyimi anlatıyor. Kendi kayıplarını ve değişimini anlatırken, okuyucunun da benzer hislerle bağlantı kurmasını sağlıyor.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!