Binlerce yıldır zarar vermemiş sırlarıma
Minnettarım onları yaşatan Gılgamış'a
O sırlarımı şimdi anlatayım kısaca
Zerre yer yok anlatacaklarımda kuşkuya
Şurrupak’tır insanlığın ilk en büyük kenti
O ülkede yaşayan azgın insanları
Fırat’ın bereketli toprakları beslerdi
Fakat Rabbin hoşnut olduğu söylenemezdi
O cennetin dünyada yoktu başka benzeri
Oradaki güzelliği insanlar göremedi
O güzelliklerin değerini bilemedi
Hoşnut olup Tanrıları hoşnut edemedi
Oysa maddenin yapısına da aykırıydı
Tanrıların onlara yaşam diye verdiği
Onlarsa kargaşadan başka şey düşünmedi
Saçtıkları kötülükler göklere yükseldi
Göklere gitti Tanrıları rahatsız etti
Tanrılar da toplanarak ortak karar aldı
Karar insanların tamamını yok etmekti
Daha önce de benzer karar almış Tanrılar
Yetmemişti yok etmeye salgın hastalıklar
Depremler fırtınalar sürekli kuraklıklar
Görev Enlil’indi hatırlatıldı olanlar
Enlil ne yapacağını günlerce düşündü
Kolay değildi yok etmek bütün insanlığı
Öncekilerse başaramamıştı o işi
Kolay çözüm bulamayınca öfkesi arttı
Sonra yaptığı Tanrıları bile şaşırttı
Gökten aldı aydınlığı koydu karanlığı
Açtı gök barajlarının tüm kapaklarını
Şimşekten daha hızlı boşalttı sularını
Altı gün altı gece yaşattı kıyameti
Analar babalar evladını göremedi
Dehşet içinde Tanrılar göklere yükseldi
Yedinci kattaki Tanrı Anu'ya sığındı
Şimdi gitmeliyim tufandan az öncesine
Söylemeliyim söylemem gerekenleri de
Tanrıların toplantısından hemen sonra
Düşüme girip benimle görüştü Tanrı Ea
Yapmam gerekenleri söyledi tam açıklıkla
Anlattı tufanın nasıl olacağını da
Söylediklerini dediği şekilde yaptım
Gemiyi bitirip al dediklerini aldım
Tufan olup bitti sular yavaşça alçaldı
Gemimiz en yüksek dağın zirvesinde kaldı
İlk saldığım kuzgun konacak yer bulamadı
Eğer bulsa oradan işaret getirirdi
Güvercini saldım bir zeytin dalı getirdi
Anladım bize en yakın dağlar zeytinlikti
Emrettim yedi yerde yedi ateş yakıldı
Pişen etlerin kokusu Tanrılara ulaştı
Tanrılar da geldi katıldı kutlamalara
Az gecikmişti Enlil yoktu aralarında
Gelmesini isteyen yoktu arzulayan da
Bir tek canlı bırakmadı diye karalarda
Enlil gelince başladı tatsız tartışmalar
Anlaşmazlığı zar zor tatlıya bağladılar
Kutsal kitaplardan önce kazılıp yazıldı
Tufan denen olay anlatılarak taşlara
Bu gerçek ispatlandı bilimsel olarak da
Şurrupak Kiş Uruk'ta yapılan kazılarla
Şimdi insanlar kendi kendini kandırmakta
Kendi kendine yalan söyleyip uydurmakta
Kutsal kitapları Allah gönderdi demekte
Tufan Gılgamış’ındır kanıtlandı bilimle
Muhammed der Rab şah damarından yakın bana
Düşünüp anlayıp kavradım hak verdim ona
Cahil anlamaz uyar aklından geçen san'a
Allah'ı koyar göğe Muhammed'i dünyaya
İsa'nın hiç olmadı İncil denen kitabı
İncil değildir Kuran gibi Rabbin sözleri
Onu kapsamakta İsa'nın öğretileri
Allahtan gelmedi yazmıştır öğrencileri
Geçmişi anlatmakta bütün kutsal kitaplar
Değişerek gelmiş tufandaki kahramanlar
Gerçek tufanı abartarak anlatmışlar
Bir haftalık tufan sonra sürmüş aylar yıllar
Öyle bir tufana ne gemi dayanır ne canlar
Öyle durumda bir çift canlı çıkartamazlar
Gerçek tufan bilimseldir açıktır ispatı
Onlardır kutsal kitapların da anlattığı
Mümkün değil tüm dağları suların örtmesi
Sonra çekilip başka diyarlara gitmesi
Kayıt Tarihi : 5.8.2012 19:24:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)