İlk Mektep 7 Alfabe Şiiri - İbrahim Çelikli

İbrahim Çelikli
1151

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

İlk Mektep 7 Alfabe

elif be

'Alfabe'm
yirmibeş kuruş tenzille
Pandal Emmi’den alınmıştı
pantalonumun dizleri yamalı,
bez çantam,
arkası yorakla
teğellenmiş pappam.

ikinci sınıftayken,
kitaplık kolunda aza
üçüncü sınıfta başkan oldum
'kültür, edebiyat
gastecilik kolu'na
kelimelerden tek gazete’ye
aşınalığım vardı

gazeteyle okul kitapları kaplanırdı
püsle yapıştırılırılarak
gazete rulo yapılarak büyüklerimizin
şapkalarına kalak

gazete hamurla kırık camlara yapıştırılırdı
kırık camlarını
düğmelerle tutturanlar da vardı

zengin çocuklarının kırmızı
ya da lacivert kaplıkları
ve çerçeveli etiketleri vardı
ben güç bela hakından gelirdim
babam başkalarının
kalemlerini sivriltir,
kitaplarını kaplardı
bu işi güzel yapardı

yıl sonlarında piyesler olurdu
gergilerle kapattılar sağı-solu
temsillerdeki ismiyle anılırdı bir çoğu
kimi patron, kimi hakim, kimi sucu, kimi sütçü
kızların o rolü oynasına razı olmayan
çirkin kızı oynayan abi
yüzüne isli dığan karası sürdü

hangi milli bayram olursa olsun,
'bu gün yirmiüşnisan
neşe doluyor insan'
bağrına vura vura şiirler söylenirdi
kimi 'nutuk' kimi 'mitik'
kimi de 'şehir' derdi,

yıl boyunca uzun diye kesilen saçlar
uzaması için her teneffüs ıslattırılırdı
derken;
kürsüye çıkan, Göple(ğ) in Amat coşar
bir sağı, bir solu gösterir, kol sallar
bağrını yumruklardı
'-bir yanda Sakarya, bir yanda Fırat
nasıl şahir yapmaz duyan insanı

'-Gocadurmuş ondan geri galır mı? '
'-İstiklal harbinde biz bu vatanı
göğsümüzü geree! geree! gurtardık
inanmazsan get gonuştur Ata'nı
domuzları süree süree gurtardık.'

son sınıfta 'Atatürk' şiirini ezberledim
istek, öğretmenin dayatması derken
'la babo'yu da söyledim.

'kara dağlar kar altında
ufak ufak mezerler
yedi ceset yetim betim
zap suyunda yüzerler
hökümete arz eylesem azarlar
ben ne biçim vatandaşım la babo'

piyeste de adım yusuf’tu;
-gerçek dostlarını bilmeyen,
-kendini yalnız,
-yoksul, çaresiz
hisseden
zavallı birini oynadım...
rolüm kaderim oldu

Kelimeler:
tenzil: iskonto, fiyatta indirim, ucuzlatma
Mehmet Alacan
yorak: eski deri ayakkabı parçası (sahtiyan)
papba: ayakkabı
aza: üye
Kültür, Edebiyat ve Gazetecilik kolu
püs: badem ağaçlarının öz su akıntısı
gergi: çul perde, örtü

İbrahim Çelikli
Kayıt Tarihi : 16.8.2007 19:25:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


hangi milli bayram olursa olsun, 'bu gün yirmiüşnisan neşe doluyor insan'

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Saadet Ün
    Saadet Ün

    'Alfabe'm
    yirmibeş kuruş tenzille
    Pandal Emmi’den alınmıştı
    pantalonumun dizleri yamalı,
    bez çantam,
    arkası yorakla
    teğellenmiş pappam.

    ikinci sınıftayken,
    kitaplık kolunda aza
    üçüncü sınıfta başkan oldum
    'kültür, edebiyat
    gastecilik kolu'na
    kelimelerden tek gazete’ye
    aşınalığım vardı

    gazeteyle okul kitapları kaplanırdı
    püsle yapıştırılırılarak
    gazete rulo yapılarak büyüklerimizin
    şapkalarına kalak

    gazete hamurla kırık camlara yapıştırılırdı
    kırık camlarını
    düğmelerle tutturanlar da vardı

    zengin çocuklarının kırmızı
    ya da lacivert kaplıkları
    ve çerçeveli etiketleri vardı
    ben güç bela hakından gelirdim
    babam başkalarının
    kalemlerini sivriltir,
    kitaplarını kaplardı
    bu işi güzel yapardı

    yıl sonlarında piyesler olurdu
    gergilerle kapattılar sağı-solu
    temsillerdeki ismiyle anılırdı bir çoğu
    kimi patron, kimi hakim, kimi sucu, kimi sütçü
    kızların o rolü oynasına razı olmayan
    çirkin kızı oynayan abi
    yüzüne isli dığan karası sürdü

    hangi milli bayram olursa olsun,
    'bu gün yirmiüşnisan
    neşe doluyor insan'
    bağrına vura vura şiirler söylenirdi
    kimi 'nutuk' kimi 'mitik'
    kimi de 'şehir' derdi,

    yıl boyunca uzun diye kesilen saçlar
    uzaması için her teneffüs ıslattırılırdı
    derken;
    kürsüye çıkan, Göple(ğ) in Amat coşar
    bir sağı, bir solu gösterir, kol sallar
    bağrını yumruklardı
    '-bir yanda Sakarya, bir yanda Fırat
    nasıl şahir yapmaz duyan insanı

    '-Gocadurmuş ondan geri galır mı? '
    '-İstiklal harbinde biz bu vatanı
    göğsümüzü geree! geree! gurtardık
    inanmazsan get gonuştur Ata'nı
    domuzları süree süree gurtardık.'

    son sınıfta 'Atatürk' şiirini ezberledim
    istek, öğretmenin dayatması derken
    'la babo'yu da söyledim.

    'kara dağlar kar altında
    ufak ufak mezerler
    yedi ceset yetim betim
    zap suyunda yüzerler
    hökümete arz eylesem azarlar
    ben ne biçim vatandaşım la babo'

    piyeste de adım yusuf’tu;
    -gerçek dostlarını bilmeyen,
    -kendini yalnız,
    -yoksul, çaresiz
    hisseden
    zavallı birini oynadım...
    rolüm kaderim oldu

    Beğeniyle okudum. Gülümsedim.. Okul sıraları geldi aklıma... Benim kitaplarım ve defterlerimde kırmızı ve lacivert kaplıydı... Zengin değildim ama... görseydim gazete ile defterini kitabını kaplayanı... o zaman anlardım onun fakir benim zengin olduğumu... Şanslı olan galiba yine de gazeteyi kap olarak kullanan oldu...

    Güzeldi. Tebrikler
    Saygımla

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

İbrahim Çelikli