Ortaokul bahçesinde başladı ilk aşkımın hikayesi;
Biraz platonik, kısmen melankolik.
Ara bulucuydu aslında;
Sevenleri kavuşturmanın sevap olduğuna inananlardandı.
Meftun olmak ayıp değildi,
Meftun olan, kendi sevdasına sevdalansa bile.
Çöpçatandı o zamanın ağzıyla;
Bu bir nevi ödevdi onun için, beş yıldız bekleyen,
Ama hiçbir ödev bu kadar zor olmamıştı bu zamana kadar;
Sevdasıyla ilk konuşması, bir başkasının sevdasından bahsetmek oldu, ona karşı.
Dayanmaz oldu küçücük yüreği,
Elleri titriyor, dili dolanıyor ama yine de beş yıldız bekliyordu.
Daha önce hiç olmamıştı,
Dalmamıştı elemli gözlerle, meftun gözler içine.
Hiç bu kadar susmamıştı konuşması gereken yerde,
Aklı yoktu serde..
Saftı, bigünahtı;
Sevdası ise tabiatıyla azaptı...
Burcusunu özlediğim, servi dibine yaslanıp sınıfını gözlediğim sevdam,
Ortaokul bahçesinde bahsetti bana, başkasının sevdasından;
Sesini ilk duyuşum oldu bu, donakaldım.
Cahildim, çocuktum ve suskundum..
Heyecandan ceketimin önünü ilikliyor, kravatımı gevşetiyordum,
Elimi koyacak yer bulamıyor, bir cebime sokuyor, bir saçıma atıyordum,
Fakat bir türlü dile getiremiyordum gönül bağımı..
O günlerde teneffüsler aşka çalıyordu zillerini,
Daha bir ders geçmeden özlüyordum elemli gözlerini.
Jöleli saçlarım ve ütülü gömleğimle dikiliyordum okul bahçesindeki servinin dibine,
Dolambaçlı bakışlar atıyordum sevdiğime.
Her gün, bugün konuşacağım diye çıkıyordum evden,
Fakat bir türlü cesaret edemiyordum, korkuyordum.
Radyomun kulaklığında
Ve kalem tıraşın jiletiyle, ismini koluma kazıdığım sıralarda arıyordum cesareti.
Bir okul çıkışında çıkageldi aradığım;
Pervasızca çıkıverdim sevdiğimin karşısına;
Sevdiğimi söyledim hiddetle,
O her ne kadar başkasının sevgisini iletmek istese de.
Koşarak uzaklaştı benden,
Pişman değildim söylediğimden, sevgisini istediğimden..
Masum bir utangaçlık çöktü üstüme,
Sevgimi söylediğimde de,
Sevgiliyken de,
Terk edildiğimde de...
Mukadder bir sebepten ötürü terk edildim.
İkimizde saftık;
Hatasızdık;
Hassastık.
Tek cürümümüz küçük yüreklerimizde büyüttüğümüz sevdamızdı..
Aradan yıllar geçti ve ben hala cahil, çocuk ve suskunum.
Burcusunu özlediğimin sesini ilk değil ama, belki son kez duymaktan korkuyorum,
Bir başkasına sevdalı olmasından korkuyorum.
Bazen akşam alacasında hisara çıkıp, uzaktan seyrediyorum maziyi,
Hala duruyor jöleli saçlarımla dayandığım servi.
İştiyak duyuyorum derin bir iç çekişle..
Artık geçmişime olandan az değil uzaklığım o bahçeye ve serviye,
Uzaktan göz yaşlarımla sulanmış bir temenna çakıyorum maziye..
Ortaokul bahçesinde geçti en güzel günlerim
Ve ben bir daha hiç geçmedim o bahçeden...
Kayıt Tarihi : 17.12.2006 13:18:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Eren Özyalçın](https://www.antoloji.com/i/siir/2006/12/17/ilk-ask-63.jpg)
TÜM YORUMLAR (2)