İlimanlı Abdullahın Hikayesi...

Mehmet Arslan 3
281

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

İlimanlı Abdullahın Hikayesi...

Güreş deyince babam gelirsin aklıma,
aslan babam, Kaplan babam, keşke yaşasan,
şu anlattıklarını bir yazsam bahtıma,
Neler görmüştün yaşamışsın ah sen neler,
Anlatırdın ya inanılmaz efsaneler,
seccade üstünde huşuyla yaşıyordun,
evrenin yükünü sırtında taşıyordun…

Anlatınca her konuda bildiklerini,
nefesleri tutar, dinlerdik sözlerini,
“Hazreti Musa, da Tur dağına giderken,
sanki orada yaşıyordu anlatırken,
Bal damlıyordu sanki o dudaklarından.
Bilmezdi ne kahvehane ne bir boş söz.
Dökülürdü ağzında ilahi pek hoş söz…

Çok çalıştı didindi geçindirmek için,
Bu halde bile gün be gün birilerini,
Bulup buluşturarak eve getirirdi,
Hal hatır sorar, yedirip te gönderirdi.
Sorardık hep birlikte “babacım bunlar kim? ”
“Ahmet emmin, Mehmet emmin” deyip, geçerdi.
“Ekmekliydi” aslında söylendiği gibi…

Güzel insandı benim yakışıklı, babam,
Ne güzel ilahiler, şarkılar söylerdi,
Kur’an’ı kerimden, Hadisten,İmamlardan,
Hazreti Aliden, Muhyiddin Arabiden,
Behlül Dana’dan da kıssalar anlatırdı,
Ne kadar çok genişti bilgi hazinesi…

Birde türküsü vardı ki, dertli babamın,
hala kulaklarımda bunu unutmam,
“Bir garip kuş idim, dalına konmuş idim,
Yar bana kış dedin, ben senin olmuş idim”
Bir sevda acısı mıydı bunu söyleten,
İlahi bir haber miydi gönülden gelen,
Yoksa altında var mıydı başka bir neden…

Rahmetli anlatırdı, savaş günleriymiş,
Babası Rize’den İkizdere’den çıkmış,
Vakfıkebir’e (Büyük Liman’a) gelmiş,
Hacı oğulları, Samankuroğulları,
Bütün bunlar Çepni Türklerinden gelirmiş,
Yakıp yıkarlarken Ruslar Karadeniz’i,
Buradaki Türkleri de muhacir etmiş…

Sıra sıra kervanlarla yola düşmüşler,
Annesinin sırtında Ladik’e gelmişler,
Rus savaşından geriye dönmemiş dedem
Ladik’te dünyadan göçmüş rahmetli ninem,
Düşmüşte okumak için tekrar yollara,
Kavak’lı ağa kızı aşık olmuş ona,
Evlenmişler başlamış yeni bir hikaye…

Dört yıl ikinci dünya savaşında kalmış,
Askerde eşin ölüm haberini almış,
Döndüğünde askerden hiç köyde durmamış,
Yıllar sonra Samsundan bir ev satın almış,
Rizeli Kazım’ın kızıyla da evlenmiş,
Adem adındaymış ölen ilk çocukları,
İkinci çocuklarının adı Mehmet’miş…

Yıllar içinde üç kız kardeş daha gelmiş,
Mevla’m babama birçok sorumluluk vermiş,
Çalışmış önce bir müddet belediyede,
Dayanamamış haksızlıkları görünce,
Buradan da istifa edip dönmüş eve,
Belli bir müddet pazarlarda sergi açmış.
Büyütmek için bizleri epey uğraşmış…

Haram sokmadı hiç, kazandı helalinden,
Her zaman Rabbin temiz samimi kuluydu,
Uzun yaşadı, yolu hep Allah yoluydu,
Çok çekinir’di, kul hakkının vebalinden,
İşte buydu babamın hazin hikâyesi,
Ayladan Ramazandı, günlerden bir Cuma,
Hem de Kadir gecesiydi yürüdü Hakka…

19 Mayıs-1996

Mehmet Arslan 3
Kayıt Tarihi : 16.7.2016 07:44:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


aslan babam,

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Mehmet Arslan 3