dün hayal perdesine başka bir resim vardı
bugün o perdenin üzerinde
altın renkli ışığın tatlı aydınlığı yayılır
yıldızlar titrerken gökyüzünde
hafif bir esinti geçer çok eskilerden
kırılır orta yerinden siyah beyaz hatıralar
tüter buğusu
geceye zulmeden isyankar sözler yazarım
tıpkı yalnızlığın tahrip edildiği saatlerde
serkeşliği anlatan viraneler gibi
derbederlik içinde yaşar ruhum
katlanarak büyür buhranlarım
her şeye rağmen
uyumanın anlamı unutulur artık
benlik duygum tezahür eder hep
daha da yoğun bir halde
özveri, hırs, mücadelelerim
ve benzeri zihinsel faaliyetlerim
daha çok
her ne varsa
yer çekiminin de etkisiyle
ayaklarım yerden kesilir
başım göğe erer bazen
her defasında can tene
ten cana değer
defaten
sıkıntılarım
nefes darlığım
bazen de tüm keşmekeşiyle gündüz rüyası görürüm
her şeyden önce
darbeli savruluşlarla
bırakırım yeşil ve sarı yapraklarımı rüzgara
göksel karanlıkların derinliklerinde
serince
sessizce
dalarım hayallere
yıldızlar kayar koyu mavi
yansır aynı perde üzerine
aynı ayna içinde ziyadeleşir öfkem
kanım başıma sıçrar
yumarım gözlerimi
hafifçe
çalınır hicaz bir şarkının son bestesi
sadece yağmur bir yerlere bırakır damlalarını
hüznünü anlatır kaldırımlara
yollara nasıl düştüğünü
anlatır bir sabah vakti
kızıl perçemli küheylanın arkasından
nasıl koştuğunu
bir ışık yağmuru savrulur bulutların içinden
ekmek koyarlar önüme
zeytin koyarlar
peynir koyarlar
zeytin karası ılıman rüzgarlar
vurur yüzüme
son ümitleri korkutmadan
yol alırım önden gidenlerin ardından
menzilin son haddinde
huzur bulur ruhum
hatırlarım
yer çekimiyle birlikte
nefes alıp vermeyi
hatırlarım varoluşu
havanın rengini
yağmurun eylemini
rüzgarın hareketini
ışığın hadiselerine tanıklık ederim
hayretlere kapılırım
en çok
anlamı aynıyla vaki
bir sırrın gölgesine kilitlenirim
bir hava örtüsü ile ilikleri açılır göğümün
ve sonra
yoğun su buharı olup
düşerim uzay boşluğuna
azotlu
oksijenli
bir çizgiyle renk katmanlarım birleşir
atmosferin yeryüzüyle temas ettiği ilk noktada
eser gürlerim
kayıp zamanlardan ayrışıp
harcarım saatleri
yıllarca
durmadan
sabahın gelişini beklerim
sıcaksız, soğuksuz
mahkum edilir bedenim
mesken edinilmiş mahallere
çamurlu her bir köşesi
caddelerin daracık sokaklarında
kalbimi tutsak edinir aşk
terlerim
çırpınırım
titrerim kollarında
mütemadiyen
redfer
İlyas KaplanKayıt Tarihi : 21.2.2022 11:16:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!