seni unutmak istediğim zaman
gözlerin gelirdi aklıma
masmavi deniz manzarası gibi unutulmaz
seni unutmak istediğim zaman
hep sesin gelirdi aklıma
Eskiten ama eskimeyen
o anlamsız kara yutan
bana vereceğin sonu
ellerimde eskimiş baharlardan kalan
küf kokulu güllerle
bana vereceğin sonu
Göçebe gönlümün yorgunu benim
gittiği sevgilerin yolunu bilmeyenlerdenim
selamsız sevdaların hasretini çekenlerdenim
ne Kerem le kaderim kesişir
ne de Mecnun la yolum tanışır
bir Karacaoğlan la gözlerim ağlaşır
nerdesin sevgili
bulamıyorum seni gecelerimde
sanki aramızda
gökyüzünen uzanan
aşılmaz bir siyah perde
ne sesin duyulur
yolar çizdim sana
yüreğimdeki özlemlerden
gelmeyişlerine inat
çocuklar gibi
unutkan oluşuna kızdım
hiç arayıp sormadığın
hayat bazen senin
bazen sen hayatınsındır
her şeyde olduğu gibi
ne her şey senin
ne sen her şeyinsindir
yarama basılmış
bir avuç tuzdur
şimdi yalnızlığım
yarayı görmeyen doktordur
zamanın akışında tanrı
say bir baykuşun alaycı ötüşü
Oturup odamın bir köşesine
sustum dinliyorum yine
sessiz bir geceyi
belkide kendimi
bakışlarım arada bir kapıda
sanki biri açacakmışcasına
bizim aşkımız
metal para yuvarlaklığında
bir yüzünde sen
öteki yüzünde ben
kader yazı tura oynuyor
aşkımızla
bir adayım sanki gökyüzünde
altımda boşluk üstümde
bir hiçim sanki kaderin gözünde
görse ne olur görmese ne
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!