Bir serin güz akşamını kaynattım
İçtim dostlarla kızıl suda, Ümrân!
Dilim değdi anıları parlattım
Silindi pası da, tozu da, Ümrân!
Talihim değişmez, hicrân değişmez
Mutlak benimdir o, dönüp bakma
Omzuna bir el dokunduğu zaman
Hızlı at adımlarını...
Bu şehir,
Bu yollar,
Kumru izleri,
Bir nişan kalsın, senden ötesine
Seni bana, unutturma ne olur!
Sancağını dik, kalbim ortasına
Seni bana, unutturma ne olur!
Saatler umman, nehr akar saniye…
Zindandayım, günışığım bile demir…
Devâsı yok, soluğum gövdeme zehir.
Hüsran azık, hicrân katığım, zor gelir…
Dağ cüsse saat, bir sâniyem dâr gelir…
Zindandayım, güne bakan bir yüzü var,
Ruhumdan daha hür, içerdeki duvar…
Ben Süleyman, bahtla taht arasında kuş,
Bin bir yâre ile çıbana kul olmuş…
Tesellin olmaz asla, hiçbir gerçek
Gün, hafta, ay, yıl, yalan söyler sana.
Söz solar, yürek çürür, aşk ölecek,
Tuttuğun tek el, yalan söyler sana.
Zamanın hükmü değince nesneye,
Bulutlar deryasında ay batınca
Kara gelir, kara gider, geceler…
Ben düş yıkarım yağmurla yatınca
Yâr’a gelir, Yâr’a gider geceler…
Beni ki kopartır etten, kemikten,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!