Hoplamayın, zıplamayın
Ampülünüz patlar birgün
Sağda solda cırtlamayın
Ampülünüz patlar birgün
Sizi yerler kurtlar birgün.
-Zülfikâr Yapar Kaleli'ye-
Âleykümüsselâm Kaleli canım,
Yolladığın mektubunu okudum.
Allah, Vatan, Millet cürümüm şânım,
'ırkına, vatanına, târihine ihânet etmiş fertlerin ve kavimlerin hiçbirini unutma Türkoğlu! . Unutma... Ve affetme! ..'
Süleyman Nazif
Bu ne bu asılsız lâkırtı böyle,
Hepisi Ermeni, hepsi Hrant'mış...
Mübârek Kandilde yâdıma düştün
Makbûl olsun say'in, ulu yâr gibi!
Şol Cennet üstüne verilsin muştun,
Hizmetin yükselsin arş'a nûr gibi!
Nizâm-ı Âlem'in hadimi oldun,
Duy Başbuğum Kurultay'a Erciyes'e yürüdüm
Yoksun sanıp zirvesinde zerre zerre eridim
Sensiz tadı olmaz diye gâma durdum çürüdüm
Tekir bize hoş göründü, zirvesinde kar ile,
Gönüller gâma durur mu, Başbuğ gibi yâr ile!
Dost ve düşman tartılacak
Burunları sürtülecek
Mazlum Millet kurtulacak
Şom ağızlar yırtılacak
Günü sayın günü yakın,
Yırtamazsak beni yakın!
Durdu ŞAHİN! in dâvetlisi olarak, 29.01.2009 Perşembe günü saat 11.00 da Makberî/Ahmet AKKOYUN ve ben, Çorum İlimizin güzel İlçesi ALACA' da olacaktık. Bunun için, 28.01.2009 Çarşamba günü Makberî Ankara'ya geldi. Gece 03.30 a kadar oturduk sohbet ve muhabbette bulunduk. 03.30 dan sonra yattık sabah 06.30 da kalkıp yol hazırlığına başladık. Çünkü saat 11.00 da ALACA' da olmamız ve bizim için işlerini öğleden sonraya tehir eden değerli kaymakam Şahin ARSAL beyin makâmın da bulunmamız gerekiyordu. Hava yağışlıydı, bu hava durumu biz ALACA'ya gidene kadar da böylece devam etti.
Hazırlıklarımızı tamamlayıp, kahvaltımızı ettikten sonra Besmele ile ALACA yoluna revan olduk. Elmadağ dan inerken birkaç kâzâya şâhit olduk. Bir kaza yerinde bizi bekletti Trafikçiler. Bu bekleme ânında biraz endişelendik Kaymakam beyin randevusuna geç kalacağız diye ama şükür fazla bekletmeden yolu açtırdılar. Havanın yağışlı olmasından dolayı dikkâtle yol almaya çalışıyordum. Arabamızın karbiratöründe bir sıkıntı olduğu için bazen hava yapıyor çekiş düşüyor, çoğu zaman hızımız mecburen azalma husule geliyordu. Bu da geç kalacağız endişesini devamlı üzerimizde tutuyor, sıkıntılı bir yolculuğa sebep oluyordu. Değerli gönül dostu Muhterem ÖZTÜRK Beyefendi, telefon la sürekli bize yol tarif ediyor, her beş on dakikada bir arayıp, gönüllü klavuzluk vazifesini lâyık-ı veçhile yerine getiriyordu. ALACA yoluna nerden gireceğimizi, daha sonra yolu karıştırıp başka yollara girmemizi önlemek için yolları metre metre bize tarif etmeside ayrı bir meharetti doğrusu. Allah râzı olsun Muhterem ÖZTÜRK'ten. Bütün bu sıkıntılarla geçen bir yolculuktan sonra Elhamdülillâh, saat tam 11.00 da Belediye binâsının önünde durmayı nâsip etti Cenâb-ı Hakk.
Tam Belediye binâsının önüne, aracımızı park ederken, Durdu ŞAHİN kapıda göründü. Hemen sarmaş dolaş olduk yağmurun altında. Arabadan kitaplarımızı da alarak, Durdu ŞAHİN'in hazırlayıp, aylık olarak çıkardığı; Alaca'nın Düşünce Ufku BİRİKİM Dergisinin Ofisine geçtik.
Burada bizi; Mustafa Özarslan, Cemalettin Gürpınar, Coşkun Arslan, Mithat Kaya, Ali Kahveci ve İsmail Fidan isimli gönül dostları bekliyordu. Hemen hâl hatır yaptıktan sonra Kaymakamlığa geçmek için ofisten çıktık. Koridora çıkınca, ana kapıdan giren değerli kardeşim Murat Canbolat'ı gördüm ve;
Ana'dan doğan ölür,
Mânâdan doğan ölmez!
Ârif haddin dîn bilir;
Câhil Hakk/ını bilmez! ...
25.03.2007
Bir sefere niyet ettim,
Yoldan çevirdiler beni.
Bülbül oldum bağa gittim,
Gül'den çevirdiler beni.
Çileye çileyi kattım,
Dâvânız Burağınız
Gönüller durağınız
Ozan İlo yansında
Olsun yol çerağınız...
O Bir Seven O Bir Gönül Dostu
Bütün Dostlar Güzel Hatıralar Hatırlatsın
Beni Size Sizi Bana Ölürsek Bir Fatiha
Ölmez İsek Hepimiz Hepimize Ebedi Hatıra