.......
Babam köylü bir adamdı.
Ellerinde nasır,
Ayaklarında gıslaved ayakkabıları vardı.
Elinin emeğiyle kazanır,
Kazandığı kadar harcar,
Senden sonra hiçbir şey eskisi gibi değil
Eskisi kadar güzel kokmadı hiç çiçekler
Yalnız acı türküler; hep ayrılık, hep acı
Birde eski tabakam, dertlerimin ilacı
Yürüdü sonsuza kar çiçekleri
Önlerinde cennet kelebekleri
Derin uykulara dalıp gittiler
Sanki dönmemeye yemin ettiler
Kutlu bir yemindi aralarında
Ölmemeye dair; Allah katında
Tut elimden sevgili
Mahkum oldum bu yerde
Yolum kuyuya düştü
Boğazımda bir zincir
Ellerimde kelepçe
Ki; tozduman gökyüzü
Siz yağız atlara binip gittiniz
Dudaklarınızda vuslat türküsü
Bize muştular getirmiştiniz
Muştular ki; ölümsüzlük ülküsü
Kiminiz; acı bir fren sesiyle
Erdem nerede
_____ Duruşma salonunda
Hele bir bak kürsüde mi, yerde mi
______Ne yeri arkadaş, hakim o hakim
_____ Bak kürsüde, cübbesi var üstünde
Ne farkeder ha sanıkmış, ha hakim
....
"Çocuk ölünce anne"
Sanki vurulmuş gibi
Kanatları kırılmış
Bir göçmen kuş gibi
Ahı gökleri tutar
Kapanır gülün devri bahçeye hazan düşer,
Baharına bir ömrün nice asuman düşer.
Sular sarıya çalar, yapraklar kırmızıya;
Gül dalında kavrulur hüzünlü bir an düşer.
Bizim beyazımız vardı
Bütün renklerden azade
Anne sütü gibi temiz, saf, sade
Gözümüz gibi bakar
Canımız pahasına kollardık
Beyaz; beyazdı bizim için
Zamanın kutsallığı gideli gönlümüzden
Sevgi bilinmez oldu
Çamurdan oyuncakları olurdu çocukların
Ağaçtan atları
Kırdan, kayadan, kuştan arkadaşları
Sevince gönülden severlerdi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!