Bazen rüzgarla, kendiliğinden geliverir.
O özel an.
Ve işte o öyle bir an ki;
Cümleler çıkıverir iki dudağın arasından.
Sözcükler gücünü göstermiştir artık,
Sıralanıverir ip gibi kendiliğinden.
Tamam dersin…
Bu mısralarda; Hayallerim var, Aşkım var,
Ben varım, Sen varsın, Geçmişim var…
Evet…
“Yazmalıyım bunları! ”, yazmalıyım…
Koşarsın kıyamet kopmuşçasına, nefes nefese.
Hayallerini süsleyen masanın üzerindeki kaleme,
Fakat beyaz bir sayfa ile gelirsin göz göze.
Unutuverirsin o özel sözcükleri,
Tıpkı hayatını unuttuğun gibi…
Kalem elindedir artık,
Yazmadan ya da o kalemi kırmadan,
Kapatmak olmaz o beyaz sayfayı.
Herkes işte o an bir kalp resmi çizer.
Aşk Meleği de o kalbe bir ok saplar.
Okun bir ucunda sen, bir ucunda ben.
Ortada da kala kala yaralı bir kalp.
Hayır, ben böyle yapamam.
Çünkü ben buna dayanamam.
Peki, ne yapacağım, ne yapmalıyım?
Sayfam bomboş.
Hayır, hayır bu düşündüklerimi asla yazmamalıyım.
Yada o defteri hiç açmamalıyım.
Derken;
Açarsın hiddetle kara kaplı defteri.
İşte tam o an gelirsin temiz bir sayfa ile yüz yüze,
Ve bakakalırsın bir çift göze…
Bana ilham veren şey;
Hastane önünde mor renkli bir boncuktu! ! !
Kayıt Tarihi : 3.5.2013 18:30:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)