İlanen hiç! Şiiri - Yorumlar

neydi bedendeki akıl
kutuda düşünce neydi…
hiç bir şeyden bir şey mi?
sıkıca belleyip yerini
gayrimeşruyken kiraz!
aşka sığındı şair…

İnsan bu kadar da güzel yazmamalı. Tam puanımla kutluyorum.

Sevgili arkadaşlar bu şiirim daha önceleri yazılmış ve pasiflediğim bir şiirimdi ama yeniden aktif hale getirmiştim. Ama gördüm ki günün şiiri seçilmiş .Seçici arkadaşlarımız kimlerse teşekkür ediyorum.
Olumlu olumsuz yorum yapan arkadaşlara da teşekkür ederim.(saygı sınırlarını aşmadıktan sonra dilediğinizi yazma hakkınız var tabi..şiiri bilenler tabi...ha ben bildiğimi iddia etmem..kim var ki şiiri bilen?)
Benim yorum yapma alışkanlığım olmadığı gibi beklentimde olmaz tabi...ama ilgili arkadaşlara teşekkürt ederim...Düşündüğümün dışında anlamlar yükleyen okuyucular olmuş..bu sevindirici tabi...teşekkür ederim.

Yaşamınız aklınızdaki en güzel şiir kadar güzel olsun...

Güne ve yaşananlara damga vuran şiir tadında şiir.Sevgi ve saygılarımızla.

değişik ve düşündürücü modern çağ şiiiri.
Fakat sığınılan yer???
kutlarım günün şiiri seçilmenizden ötürü.
neydi bedendeki akıl
kutuda düşünce neydi…
hiç bir şeyden bir şey mi?
sıkıca belleyip yerini
gayrimeşruyken kiraz!
aşka sığındı şair…

saygılarımla...

Çok değerli hemşerim bugün 20.Şubat.2010 Bu harika şiiriniz Antoloji'de 'Günün şiiri' olarak seçildi.
Sizi kutluyor, sevgi ve selamlar sunuyorum.Şükrü Topallar

Sayın Mehmet beyi kutlarım.

Ama yine de bu sorular sorulmuştur şiir tarihinde. İşte bir örnek;
Niçin küçülüyor eşya uzakta?
Gözsüz görüyorum rüyada nasıl?
Zamanın raksı ne bir yuvarlakta?
Sonum varmış onu öğrnsem asıl.

Aradaki tek fark şiiri şiir yapan mefhumlarda.. Estetik ve vezin farkı...

neydi bedendeki akıl
kutuda düşünce neydi…
hiç bir şeyden bir şey mi?
sıkıca belleyip yerini
gayrimeşruyken kiraz!
aşka sığındı şair…

Sorular soruyor varlık sebebini anlayabilmek için.. Ne var ki sonuçta bulabildiği sadece bir hiçlik. Çünkü varlığı anlayabilmek için sorulacak sorular bunlar değil.

Şiirin felsefesi; varolmaktan başka hiç bir şey yok. Varoluşun tanrıtanımaz tarafı.. Camus, Sartre falan..

Hiç; tanıdınız mı ben, 'hiç'im ben Yok olma arzusunun hümanist ve ilahi tarafı.. Mevlana, Şıblî, Tebrizî..

Bunları ifade edebilmek için harflerin kalın kabuğunu kırıp, ya da kalın kabuklarına rağmen anlam yüklemek, anlamla doldurmak onları..

Hiçlikten doğan varlığın, yine hızla hiçliğe doğru akışı.. hızla. Bu akışın içindeki kabuller, algılar, ideolojiler ve dinlerle birlikte hem de.. Anlatmak istediğimiz hiçlik elbette madde aleminden mana alemine doğru akıştır. Yoksa sözünü ettiğimiz tanrıtanımaz varoluşçuluktan öteye bir şey geçmez ve böylesi bir durumda anlamdan, insandan söz etmek de doğru olmaz. Zira kabuller ve tercihlerden müstağni bir varoluştur. Mecburî varoluş; mecburi yok oluşa götürür..

Akletme zamanı şairin ama bütün dumanaltı düşüncelerinin arasından doğan bir de hiçlik kavramı..

Akıl da hiç kavramı da bir özgürlük anlayışını çağrıştırıyor. Şair de bu özgürlük anlayışına bir değer veriyor ve buna kiraz mı diyor nedir; Kiraz yani varoluş.. Sorumluğun ağırlığı altında umutsuzluğa düşeceğine, şiire sığınıyor şair.. Çünkü bazı 'şey'lerin trifi imkansızdır..

Huzur; şiirin içini deşen, içini yakan bir durumken, okuyucuyu tebessüm mü ettiriyor nedir..

Neyse, güzeldi..

hımmmmmmmm!..:))))
'gayrimeşruyken kiraz! ' çok hoş gerçekten...
:
annesi bendim kirazın
babası da bal olan arı
rüzgarlar içinde döllendim...

ağaç ağaç
salkım saşkım
kuş kuş
kış sonu yenilendim...

piç bir zamana düştü
meyvelerim...

:)))))))
dedim mi,derim..sevgili Kuvvet de demiş diyeceğini ki;resmen şiire bayıldım...

şirde her şey var; dilini çıkarıp dalga geçiyor çağcıl oluşumlarla...

sağ-sol
tınmazlık
pazarlık
yalanlar-dolanlar
akılsızlık
erotizm
ama ille de aşk....

tüm zamanlara vurulan damga...olmazsa olmazlardan biri...avuçlarında her canlının canı var gibi sanki...ve de geleceğin garantisi...

poliçe!...

kutluyorum,selam ve sevgiyle Trabzon......