elveda şehir
ve yağmurları.
toprak kokulu manav önü,
köşede kavga eden eski evliler.
ben diye başlayan başa kakmalar.
yağan yağmurda dolaşan avanak.
su çukurlarını dolduran, dikkatsiz teker.
ıslanan elbisemi, yıkadığım küfür.
kirlenen kalbim.
bir tenhada içilen, yasak sigara.
ve sarıldığı yasal kağıdın yanında ki,
dört yolda, bekleyen polis.
onu bekleyen üç çocuğuna yetmeyen maaşı.
ivedi bir ambulansa, yetişen Azrail.
duran nabız, sönmüş gözlerde yanan siren lambası.
emniyet şeridi, ihlalcisi emniyetçiler.
insan hakları savunucusu, yetim tüyü yolanlar.
evine haciz gelmiş, haciz memurları.
kurulan partiler, kapatılan masalar.
salaklar ordusundan medet umanlar.
miting meydanlarından, kağıt toplayan ihtiyar.
hızlanan yağmur, gelmeyen otobüs.
duran trafik, yürüyen yayaların hazır küfürleri.
gündüz işine giden, uykusuz bekçi.
iki işin yetmediği, karısının kuaförü.
karanlık geceler,ütüsüz gömlek.
buruşuk bir yüzle karşılanan sabah.
kesilen iştah, gevrek uyku tadında, gevşeyen simit.
üşüyen eller, daralan zaman, genişleyen delik.
yama bilmeyen karısına, yok bilmeyen çocuğun,
cimbomlu olacak, ümidiyle katlanılan kahır,
tükenen alkollü zaman.
ve şişede durduğu gibi durmayan dakikalar.
hafif meşrep bir isyan, kadıköy savcılığı,
üç milyona boşanma dilekçesi, bedavaya yalnızlık.
mübaşir, savcı, kalabalık koridorlar,
yapayalnız bir ev...!
darboğazlı şişelerdeki, geniş umut.
ince kıyım sigara, tek iş, gece uykusu.
nafaka zamanı bir araya gelmeyen para.
oğluyla gittiği cimbom maçlarında,
dilinden düşüremediği fenerli, zengin, yeni babası.
balkona yığılan şarap şişesiyle büyüyen isyan.
yanında çalışırken, çalmayı öğrendiği, oduncu hacı..
ve şişman kızının göz süzüşleri.
fenerli oğlunu, anmayan baba, şimdi hacı'nın tek varisi.
işleyen zaman, gelmeyen Azrail.
iştah kabartan miras.
ve ölüm emri.
kuşkulu polisin, üç çocuğuna yetecek rüşvet.
şişli savcılığı,
boşanma dilekçesi ve bolparalı özgürlük.
şişman kadının, keskin intikamıyla kanayan dudağı.
bol paralı baba, cimbomlu oğul, af bekleyen anası.
evine haciz getiren, fenerli koca.
köşe başında kavga, ve dönüş.
yeni bir ev, eski aile.
eskimeyen huy, yakışıklı komşu.
bir dost telefonuyla fark edilen gerçek.
sıcak öfkenin ateşlediği mermi.
ivedici ambulansın gidemediği yol.
yetişen Azrail, ve donuk resim.
oh oldu nidası, bol tüylü yetim.
prangalı eller,
yağmursuz volta, özgür bir zaman.
toprak kokulu bir manav önünde,
miting alanlarından topladığı kağıtlarla bir ihtiyar.
dişsiz damağında ezdiği muz,
su çukurundan kaçan acemi şoför,
yeni arabasını, yanındaki kart ve şişman sevgilisi almış.
içimde kalan küfür, dünyadan habersiz ihtiyar.
son gördüğü arabanın, yerdeki kırık farı.
kanlanmış muz kokulu ağzında, edemediğim küfür.
temiz kalan elbisem.
şoka girmiş delikanlı, daha cesaretli şişman kadın.
tanıdık bir hıçkırık, kokusuna aşina olduğu,
bir manto ile üstü örtülmüş, ihtiyar.
adını koyduğu celladın, boynunda fener kaşkolu.
tutulan zabıt, şoförden gizlenen gerçek.
şişman kadının dilinde nağme,
ihahi tecelli, kalmaz mahşere....!
27-02-04
Yusuf DağıtmaçKayıt Tarihi : 26.3.2004 17:43:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
....
ihahi tecelli, kalmaz mahşere....!
...
bence de
en güzel
en gerçek
ve
çok inanılası
bir dize...
gerçek hayattan...
yürekli yüreğine
sağlıklar ola...
ŞiirCan Kardeşin...
tebrik
ve
teşekkürler
dostlukla :)
Hür...
hakikaten başka bir kelime bulamıyorum
TÜM YORUMLAR (3)