Ölümü sırlarla donatmış Rabbim
Eceli hayatla gizlemiş Rabbim
Bilinmez ne zaman gelir Azrail
Vadeymiş, yazgıymış,kadermiş ölüm
Kimi gençtir hayatına doymamış
Yaşamaktan muradını almamış
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
tefekkür ü mevt; ölümü düşündüren hüzünlü bir şiir.ibret alınması gereken dizelerle donatılmış. benim yazdığım, '' vakit geldiğine '' adlı şiirimi aklıma getirdi bu şiir.dört dörtlük şiirinizi kutluyorum. istanbuldan tam puan gönderiyorum. kaleminize yüreğinize sağlık...
'İnsanlar, dağların zirvelerini, denizlerin dalgalarını, büyük ırmakları ve engin okyanusları görmek için seyahat ederler. Fakat bunun yanı sıra en büyük mucize olan kendi varlıklarını görmeden bu dünyadan göçüp giderler.' (Saint Augustin)
Hindistan'da çok ünlü bir ressam varmış. Herkes bu ressamın yapıtlarını kusursuz kabul edecek kadar beğenirmiş ve onu 'Renklerin Ustası' anlamına gelen Ranga Geleri olarak tanısa da kısaca Ranga Guru derlermiş. Onun yetiştirdiği bir ressam olan Racigi ise artik eğitimini tamamlamış ve son resmini bitirerek Ranga Guru'ya götürmüş ve ondan resmini değerlendirmesini istemiş. Ranga Guru;
'Sen artık ressam sayılırsın Racagi. Artık senin resmini halk değerlendirecek.'
diyerek resmi şehrin en kalabalık meydanına götürmesini ve meydanda en görünen yere koymasını istemiş. Yanına da kırmızı bir kalem koyarak halktan beğenmedikleri yerlere çarpı koymalarını rica eden bir yazı bırakmasını istemiş. Racigi denileni yapmış.
Racigi birkaç gün sonra resme bakmaya gittiğinde görmüş ki tüm resim çarpılardan neredeyse görünmüyor. Çok üzülmüş tabii. Emeğini ve yüreğini koyarak yaptığı tablo kırmızıdan bir duvar sanki. Resmi alıp götürmüş Ranga Guru'ya ve ne kadar üzgün olduğunu belirtmiş. Ranga Guru üzülmemesini ve yeni bir resim yapmasını istemiş. Racigi yeniden yapmış resmi ve gene Ranga Guru'ya götürmüş.
Ranga Guru resmi tekrar şehrin en kalabalık meydanına bırakmasını istemiş. Ama bu defa yanına bir palet dolusu çeşitli renklerde yağlı boya, birkaç fırça ile birlikte insanlardan beğenmedikleri yerleri düzeltmesini rica eden bir yazı bırakmasını istemiş. Racigi denileni yapmış...
Birkaç gün sonra gittiği meydanda görmüş ki resmine hiç dokunulmamış, fırçalar da boyalar da bırakıldığı gibi duruyor. Çok sevinmiş ve koşarak Ranga Guru'ya gitmiş ve resme dokunulmadığını anlatmış. Ranga Guru demiş ki;'Sevgili Racigi, sen ilk resminde insanlara firsat verildiginde ne kadar acımasız eleştirebileceklerini gördün. Hayatında resim yapmamış insanlar dahi gelip senin resmini karaladı... Oysa ikinci resminde onlardan hatalarını düzeltmelerini istedin, yapıcı olmalarını istedin. Şunu hiç unutma sevgili Racigi, kötü yönde eleştirmek kolaydır, yapıcı eleştiride bulunmak ise eğitim gerektirir. '
- Alıntıdır -
tebrikler kardeşim,mükemmeldi,kutlarım....paylaşımın için çok teşekkür ederim.....
baki selam.
_______888888__
________________________________________________________88__________888888__
__________________________________________88__________88888_________888888__
__________________________________________88__________888888________8888____
_______________________888________________8888________8888888_______8888____
______________________8888________________8888________88888888______8888____
_____________________88888________________8888_________8888888______8888____
____________________888888________________8888__________8888__88____8888____
___________________888__88________________8888__________888888______8888____
__________________8888__88________________8888___________88888______8888____
_________________888____88________________8888____________888888____8888____
________________8888____88________________8888_____________88888____8888____
___8___________888______88________________8888______________8888____8888____
__8___________888_______88_________________8888_____________8888____8888____
__8___________88________88_________________8888_______________88____8888____
__8___________88________8888_______________88888______________88____8888____
__8__________888________8888______________88__8888____________88____8888____
__88________888__________88888__________8888__8888__________8888____8888____
___88888888888____________888888888888888888__888888888888888888____8888____
____888888888______________888888888888888______88888888888888______8888____
______888888________________888888888888________88888888888888______8888____
________________________________888888____________8888888888________88______
____________________________________________________________________88______
Bulundugumuz Mübarek günlerde .Magfiretin cagladigi ve costugu anlarda.
Merhametlilerin Merhametlisi Yüce ALLAH bizleri bagislasin...
Af ve magfiret eylesin. Günahlarimizi bagislasin...Her iki alemdede bizlere
Mutluluklar bahsetsin...
Siir Dostlarim...ve bizzat siir sayfama kadar gelip sayfama yazan
Güzel gül Yürekler. Sizlere yagmur damlalari sayisinca tesekkürler ediyorum...
Gözlerinizden sevinc isiklari hic sönmesin.UMUT lariniz daim olsun. ve gerceklessin...Rabbim*den diliyorum Asil yürekler Sonsuz Saadete ersin...
Rabbim sizleri Sevsin sizleri Sevenleride Sevsin. Sevdiklerinize kavustursun...
Rabbim dualarimizi kabul eylesin..
Esenlikler ve Sonsuz Mutluluklar hepimizin olsun... Aminnn....
Allah*a emanet olun...
Selam ,Sevgi,Saygi, ve dua ile...
Selamlar bizden.
eyvallah şairim.
aynı dili kullanıyoruz.
kutlarım.
Sevgili Kardeşim Yaşar Akbaş:
Beğenerek okuduğum güzel bir şiir olmuş. Keşke herkes okuyup biraz da düşünse...Teşekkür ederim.
Tebrik ediyor ve başarılarınızın devamını diliyorum.
Her şey gönlünüzce olsun.
Sevgi ve saygılarımla.
Dr. İrfan Yılmaz.-TEKİRDAĞ.
sonsuz sanma sonu var diyercesine ölümü hatırlatan dizeler kalemine yüreğine sağlık anlayana ibret dersi veren güzel bir şiir kutlarım Selam ve saygılarımla Tuncay Akdeniz
ölüm...sonsuzluğun giriş kapısı...alnımız ak girmek dileğiyle..gfüzel bir konu...hep yaşama gözünü dikenlere...ibrettir..
ÖLÜMÜ COK GÜZEL TESVİR ETMİŞSİNİZ .KALEMİNİZE SAĞLIK. KUTLUYORUM
ölümün şiirini ağabeyim ve hemşerim olan sizden okumak ayrıyetten gurur verici ..tüm aksaraya selam ediyorum..allaha emanet olun
Bu şiir ile ilgili 16 tane yorum bulunmakta