İlkimi değil dostlukların
Mevsimi çoktan geçmiş kardeşliğin
Hava bozuldu, su bozuldu
Çıkarlar kör etti gözlerimizi
Artık bir tastan kaşıklamıyoruz çorbayı
Gülizar yengemin
Yayık tereyağına dürülmüyor sevdalar
Bir birimizin ağzından kaçırmıyoruz lokmaları
Dezenfekte yaşamlar
Mikroplardan korkuyoruz
Kendi hücremiz ipek böceğinin kozası
Aman bulaşmasın
Oysa hiçbir antibiyotik temizleyemez
Yürek pasını kalplerimizdeki kiri
Plastik eldiven
Plastik çatal, tabak
Kullan at mevsimindeyiz…
Kartal kayasına oturmuşum
Sarıçiçeğe dönük yüzüm
Yabani elmalar alıçlar deve yatağında
Meşe palamudu sarmış dere yukarı
Kozalak çalıyor Toybuk lu çoban
Kürt kızlarının avazı sıra türkülerinde
Bak bu Kara Haci Kulut’ların kızı
Türkülerinde yaralı ceylan avazı…
Yine su damlatıyor
Dayımın şarap şişesinden mataram…
Kapatıyorum gözlerimi
Çilo Mehmet’in evi
Hüseyin hoca tahta başında
Armutçunun evinin ön duvarı eğik düzlem…
Hoooo,.. hoo.. ırrre.. ırrrrre.. ırre
Sesleri İbiş’i Kıcan’ın
Su akıyor göz bakıyor
Irre, ırre demenin ne anlamı var
Mevsiminde değiliz kardeşliğin dostluğun
Hırpani yaşamlara mahkumuz
Ne çabuk çiziyor
Birimiz diğerinin üstünü
Benlik, bencillik kör etmiş gözleri
Nasıl biliyorsak kendimizi
Karşımızdaki aynı
Kardeşlik, dostluk, yoldaşlık ne ola ki
Akrabalık bağları
Nüfus kütüğünden ibaret…
Kar boran kesmiyor artık yollarımızı
Yokluğunda minibüs parası
Yürümüyoruz tabana kuvvet
Tipiden yolunu yitirmiyor yolcularımız
Koç dağında odunda değiliz artık
Sıra türkülerini özlesek de köy çocuklarının…
Aştık
Aştık
Aştık çok şükür
Değiliz artık eskisi gibi
Çevremiz oldukça kalabalık
Cüzdanlarımızda sıra, sıra kredi kartları
Kasalarımız çek koçanlarımız var
Olmasa da can dostu akrabalar
Evet değiliz eskisi kadar mahsum
Kirlendik….
Kaybettik aşkı sevdayı
Kaybettik
Kardeşliği paylaşmayı
Kaybettik insanlığımızı
Neresindeyiz hayatın
Kar zarar hesabına dönüşmüş her şey
Baştan kabul ediyorum
Ben kaybettim
Altını üstünü çizmedim kimsenin
Değilim bu alışverişin tarafı
Kendisiyim…
Çok yorgunum
Poyraz sert esiyor ufuk kapalı
Tipi boran kapatmış gönül yollarımı
Minik serçeler sığınıyor ot yığınlarına
Penceresindeyim Kabak tepedeki evin
İp elimde tetikteyim
Kalburdan yaptım kapanı
Kömür karası beyaz kar üstünde
Avlamak istiyorum
Kardeşliğin sıcak güvenini
Mevsimi değil artık biliyorum
Ben boşuna
Boşuna
Bekliyorum…
13 / 10 / 2001 – Ayvalık
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta