**İki Ucu Kirli…2(M)

Aliseydi Taşdemir
64

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

**İki Ucu Kirli…2(M)

Bu iki ucu kirli sorun nasıl çözülür sorusuna kendi adıma yanıt kolayca vermek isterdim ama sorun bu iki ucunu kirli hale getirildikten sonra ne işe yarar bilemem. Demokratik bir sistemde Kürt sorunu Türk sorunu diye bir sorun kalmaz.

Bunun için sosyalizmin gelmesini beklemeye de gerek yok. (elbette sosyalist bir sistemde temel çelişki ulusal çelişki değildir.onun için böyle bir sorunun var olması düşünülemez.) Sosyalist partiler ulusal sorunları yüzyıldır demokratik sorunlar çerçevesinde ele alarak çözmeye çalışırlar. Bir defa anlayış bu temelde oluşunca ve bu prespektifte ele alınınca sorunun geri kalanı teknik ayrıntıdadır. Özerk bir yönetim mi olur, eyalet sistemi mi olur, var olan yapıda bazı değişiklikler mi olur, bunlar işin ayrıntılarıdır. Hep birlikte tartışılır ve yine hep birlikte karar verilir.

Ülkemizde sorunun çözülmesinin önü bürokratik yapının gelenekselleşmesinden ve de demokratik yapının güdük kalmasından dolayı sert biçimde tıkanmış durumdadır. Türkiye'deki devlet yapısı sadece bu konuda değil birçok konuda en küçük bir adım atmama kararında ve direncindedir. Aslında incelenirse mevcut bürokratik yapı Demokrasi falan istemiyor. Bu yüzden de birçok sorunun önünü bu bürokrasi ve yapı tarafından tıkalı tutuluyor. Ancak sorunun önü sadece iktidar güçleri açısından değil başka açılardan da tıkanmış durumda. Sadece PKK'nın eylemlerine karşı değil demokratik parlamenter alanda mücadele eden ve etmeye çalışan Kürt sorununu öne çıkaran partilere karşı da histerik,ırkçı bir tepki var. Aslında bu tepkinin kökleri yüzeysel değil oldukça derindedir. Bunu bertaraf edip de siyaset sahnesinde yer alabilmek için Kürt partilerinin yapması gereken şey dayatılarak değil de, kendi iradesiyle demokratik bir ortamın yaratıla bilmesi için demokratik kanalları açık tutmaya ve barış taleplerini sürekli gündemde tutmak olmalıdır.

Anlaşılmayan diğer bir sorunda şudur. Bazı siyasi çevreler sık, sık şöyle bir argüman kullanıyorlar. Deniyor ki: 'Dağdaki eşkıya’yı siyasete sokmanın yolunu yapmaya ve bulmaya çalışıyorlar'. Sorunun bir yönü de burada kendini gösteriyor. Adam dağa çıksa suç, dağdan inse yine suç. Görülen odur ki, ortada bir tane bile PKK'lı olmasa, bu şekilde yıllar geçse yine de Kürt olduğunu söyleyerek haklar isteyerek parlamenter bir mücadele vermek o kadar kolay olmayacağa benziyor.

Kısacası Kürt sorunu nasıl çözülüre gelebilmek için bu ülkede daha çok uzun zaman gerekli. Belki de uzun yıllar hiç çözülemeyecek ve çözümsüzlük de yine bundan nemalananlara yarayacaktır. Ancak bir başlangıç yapılacaksa ve bir zemin oluşturulacaksa bu zemin silahlı bir zemin olmamalı. 12 Eylül döneminde yapabilecek başka bir şey yoktu belki, bu kabul edilebilir bir durumdur. Ama bugün başka kanallar vardır ve artık Kürtler mücadelelerini bu kanala akıtmalı ve bu kanalları açık tutmaya çalışmalıdır.

Diğer taraftan Kürt sorununun çözümünün önündeki temel ideolojik engel ise ırkçılık ve milliyetçiliktir. Kürt milliyetçiliği ile Türk milliyetçiliğini her zaman birbirinden ayırmak lazım. Kürt milliyetçisi doğal ulusal haklarını kabul ettirebilmek için mücadele ederken, Türk milliyetçisi zırnık vermemek hatta imha etmek, yok saymak için mücadele etmektedir. Bir tarafın egemen olduğu diğer tarafın tabii olduğu her yerde bu durum vardır. Kürt milliyetçiliği ile Türk milliyetçiliği bu yüzden eşitlenemez. Eğer Türkiye'deki Kürt milliyetçiliği Kürtlerin en asil millet olduğu, bu yüzden de egemen olması gerektiği gibi argümanlardan oluşsaydı gerçekten de iki milliyetçiliği de aynı sertlikte eleştirme hakkımız oluşurdu. Bu tür söylemlerde bulunanlar büyük bir adaletsizlik yapmaktalar.

Türk milliyetçiliği henüz bir evrim geçirip, evrensel demokratik ölçülerde bir anlayışa ulaşabilmiş değil.Zaten bu gidişle de ulaşması mümkün görünmüyor.Dünyada başka ülkelerde de milliyetçi kökenden gelip temel demokratik hak ve özgürlüklere sahip çıkan partiler varken Türkiye'de böyle bir gelişme olmamıştır. Milliyetçi partiler (CHP ve MHP) herhangi bir demokratik evrim yaşamamışlardır. Ecevit'in dönemindeki dönemsel değişim 12 Eylül'den sonra tekrar geriye çekilmiş ve CHP yine eski milliyetçi yapısına bürünmüştür. MHP ise siyasi anlayış düzleminde hiçbir değişim geçirmemiş sadece eli silahlı militandan 12 eylülden sonra eli çantalı işadamı kimliğine bürünmüştür. Irkçı ve saldırgan tutumu devam etmektedir. Diğer bir taraf da dinci Fethulah gülen kesimi de son zamanlarda saldırgan ırkçı şahin pozisyonlarına bürünmüştür.

Türk ve Kürt devrimci demokratları her şeye rağmen barıştan ve demokratikleşmeden yana tavırlarını koymalıdır.Bölgedeki en ivedi görev halkların birleşerek emperyalizmi bölgeden kovmalarıdır.

YAŞASIN HALKLARIN KARDEŞLİĞİ.
KAHROLSUN EMPERYALİZM

3 Kasım 2007

Aliseydi Taşdemir
Kayıt Tarihi : 3.11.2007 22:43:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Aliseydi Taşdemir